Bir ara, Fransa’da izlemeye çalıştığım bir tartışmayı anımsıyorum. Roman artık Fransa’yı yeteri kadar yansıtmıyor ya da Fransa artık romana yansımıyor gibi bir şeydi tartışılan!

Benim bir edebiyatçı kimliğim olduğu sır değildir sanırım. Özellikle de yaşamın ta kendisi olan roman türünü yeğlerim. Lenin’e atfedilen bir söz vardır: “Ben Rusya’yı romanlardan tanıdım.” Lenin’in ağzından çıkmamamış ama ona mal edilmiş bir söz bile olsa, buna yüzde yüz katılırım. Benim romanla ilgili görüşümü bire bir karşılar. Çok gezmiş, dünyanın pek çok yerini dolaşma olanağı bulmuş bir kişi olarak, gezip dolaştığım hiçbir yeri, romanını okuduğum ülke kadar tanımadığımı rahatça söyleyebilirim.

Peki, Kıbrıs genelde edebiyata, özelde romana ne kadar yansıdı dersiniz?

“EDEBİYAT VE İDEOLOJİ BAĞLAMINDA

TÜRK ROMANINDA KIBRIS MESELESİ (1955 – 2015”

Bugün yine elime yeni geçmiş bir kitap üzerinde duracağım: “Edebiyat ve İdeoloji Bağlamında Türk Romanında Kıbrıs Meselesi” (1955 – 2015. İstanbul’da çıkan, 400 sayfalık bir araştırma – inceleme kitabı! Yazarı Dr. Can Şen, genç bir akademisyen! 

Can Şen, akademik çalışmalarına, Erenköy şehidi genç üniversiteli şair – yazar Süleyman Uluçamgil’e de iyice yer veren birisi. Kıbrıs’a yönelik başka çalışmaları da var.  

Kitabına dönelim. “Türk Romanı” kavramının Türkiyeli yazarların kitaplarını kapsadığını öncelikle belirtmem gerekir. Kitapta, on iki Türk yazarın on altı romanı, yazarın kendi deyişiyle “Kıbrıs meselesini” “milliyetçilik,” “İslamcılık” ve “humanizm” bağlamında  inceleniyor.

“Kıbrıs meselesi”ni milliyetçilik bağlamında ele alan Türk romanları:

  1. Recai Sanay, İngiliz Kemal Kıbrıs Muamması Peşinde (1958)
  2. Oğuz Özdeş, Kıbrıs Kanı (1974)
  3. Hayrani Ilgar, Gonca – Kıbrıslı Bir Mücahidin Romanı (1976)
  4. Mustafa Necati Sepetçioğlu, Zaman… Yok (1990)
  5.  Mustafa Necati Sepetçioğlu, Zaman Uyanışı (1990)
  6.  Mustafa Necati Sepetçioğlu, Boyun Eğiş – Bir Ömür Boyu Kıbrıs 1 (2000)
  7. Mustafa Necati Sepetçioğlu, Hayır Deyiş - Bir Ömür Boyu Kıbrıs 2 (2000)
  8. Mustafa Mutlı İbili, Kayıp Şehirde Aşk (2013)
  9. Mustafa Mutlı İbili, Karanlık Yıllarda Yaşanan Trajediler ve Aşklar…(2015)

“Kıbrıs meselesi”ni humanist bağlamda ele alan Türk romanları:

  1. Osman Necmi Gürmen, Ah Vre Sevda! (1978)
  2. Alev Alatlı, Yeseminler Tüter mi, Hâlâ? (1984)
  3. Mehmet Eroğlu, Issızlığın Ortası (1984) 
  4. Burhan Günel, Baraka (1991)
  5. Çağatay Eroğlu, Kıbrıslı – Ülken Peşinden Gelir… (2011)

“Kıbrıs meselesi”ni İslamcılık bağlamında ele alan Türk romanları:

  1. Hüseyin Karatay, Kıbrıslı (1970)
  2. Mustafa Miyasoğlu, Güzel Ölüm (1982)

Oldukça ilginç bir döküm ve Kıbrıs sorununun özü konusunda oldukça gerçekçi! İslamcılık bağlamı ilk sırada yer alsaydı, gerçeklerle bağdaşmayan bir  tablo olacaktı önümüzde! Hümanist bağlam da ilk sırada olsaydı gerçeğe uymayacaktı. Bu açıdan baktığımzda Türk romanında Kıbrıs, gerçeğe uygun biçimde yansıdı deyebiliriz.     

TÜRK EDEBİYATI’NA

KIBRIS YETERLİ ORANDA YANSIDI MI?

Can Şen’in bu çalışmasını beğendiğimi söylemem gerek! Sonuç kısmı daha kapsamlı olabilirdi belki ama bu, yazılanın kötü olduğu anlamına gelmez. İyi ve gerekli bir çalışma. “Kıbrıs sevdalısı” Can Şen, Kıbrıs çalışmalaına yeni ve başka çalışmalara kaynak olabilecek bir halka ekledi. Şiir kapsamında Kıbrıs’la ilgili değişik ve bolca çalışmalar olduğunu biliyorum ama Türkiye’de roman bağlamında kitaplaşmış ve bu denli geniş kapsamlı ilk çalışmadır diye düşünüyorum.

(Girişte değindiğim) “Fransa’nın Fransız romanına ne denli yansıdığı” tartışmasından hareketle, Türk romanına Kıbrıs yansıdı mı ya da yeterli oranda yansıdı mı diye soruyorum kendi kendime!

Ne yazık ki yanıtım duraksamaksızın kesin olarak hayırdır.      

Elbette buna gerek mi var diye sorulabilir. Buna da duraksamaksızın evet gerek var diyorum. 1990’lı yılların sonunda yaptığım bir çalışmada, Kıbrıs’la ilgili Türkçe yayınların azlığı, daha doğrusu çok az olması beni şaşırtmıştı. Ne Kıbrıs’taki yayınlar yeterliydi, ne de Türkiye’dekiler! Oysa Yunanca’da, İngiltere’de, hatta birçok başka ülkede, Türk dilindekilerden çok fazla Kıbrısla ilgili yayın vardı.

Aradan geçen yıllarda, Türk dilinde de çok sayıda yayın yapıldı, bu kesin ama Kıbrıs, Türk romanına yansımadı, en azından yeterli oranda yansımadı. Yansıma çok daha fazla olmalıydı ve  olmalıdır. Bunu açık yürekle söylüyorum.

  

SONUÇ OLARAK

Can Şen, “artıları ile eksilerini” de vererek, Alev Alatlı dışındaki romanları, “edebî değerleri açısından” düşük değerde bulur.

Ben, kendisinin bize sunduğu çalışma için, bize “yüksek değerde” bir çalışma, bir eser kazandırdı diyorum.  

Onu candan kutluyorum.  Teşekkür de ediyorum. Kıbrıs’la ilgisinin sürmesini dilerken, ondan Kıbrıs icin yeni çalışmalar bekliyorum.