31 Nisan

İşçisin sen işçi kal dese de Cem Karaca, kendilerini sendika diye tanımlayıp tanıtanlar KKTC bütçesinin garantörlüğü altında memur olarak konuşlanmayı pek sevdiler, benimsediler.

Kendimle konuşuyorum,  varma da yorulurlar diye , bu sendikaların üye aidatlarını da devlet baba toplayıp hesaplarına yatırıyor .

Kendini sendika diye tanımlayanların banka nesine desem de, bu şeylerin bazılarının bankası da var ve normal olarak kapitalizmin banka kuralları doğrultusunda faaliyet gösterirler.

Kamuda örgütlü sendikalar diye de anılan bu şeylerin kamu anlayışları içerisinde özel sektörde çalışan işçiler yer almaz herhalde ki kaç yıllık sendika oldukları halde, özel sektörde sendikal hareketi başlatmak için kıllarını bile kıpırdatmazlar.

İnşaatlarda, güvenliğin sağlanmadığı koşullarda boğaz tokluğuna işlemek zorunda bırakılan bu kimsesiz işçilerin, iş kazalarında ölmeleri üzerine bir günlük yas ya da dayanışma grevine gittikleri görülmemiştir.

Varsa da yoksa da kamuda örgütlü sendikalar derler, oysa kamuda çalışanlar devletin ve yasaların koruması altındadırlar.

Ve,  ve bu şeylerin bu güne kadar devleti temsilen hükümetlerin  hem de rüşvet gibi verdiği menfaatlar dışında bir hak aldıkları ya da talep ettikleri de görülmüş değildir.

Sanki de her hükümete koalisyon ortağı olan bu sendikaların, örneğin devlet dairelerinde çalışan en düşük ve düşük maaşlı çalışanlara çok, orta maaşlılara biraz ve en yüksek maaşlılara hiç zam teklifi ile toplu sözleşme çağrısında bulundukları da yok.

Hükümet versin biz alalım sendikacığı diye bişey varsa işte bunlar onlardır.,

Bir zamanlar sanayi holding grevleri vardı.

Nerde o sendikal anlayış nerde bu günkü 1mayıs devlet törenleri sendikacılığı.

Hep beraber çökuyoruz en üst baremlerden maaş çekenler ile özel ve güzel kayrılan sektör hariç