Acun Medya’nın sahibi ve pek çok yarışmanın kurucusu Acun Ilıcalı için ancak şunu söyleyebiliriz:
“Acun Ilıcalı şöhret makinası.”
Gerçek o değil mi?
Bugüne kadar kaç kişiye şöhret kapılarını açtı, bunu hesaplamak hayli zor. Pek çok diziye ve filmlere malzeme olmuş yarışmacılar, bugün şöhretin doruklarında geziyorlar. Ve daha da pek çok insan Acun sayesinde kendine yeni bir yol ve hayat buluyor.
Bugüne kadar bir statistik yapılmış veya bir anket düzenlenmiştir, herhalde. Sanırım en çok izlenen kanal, Acun Ilıcalı’nın TV 8 ve TV 8.5 kanallarıdır.
İnsanlar bu kanalları ve yarışmaları neden izlerler? İzlerler çünkü hayatlarını renklendirip motive oluyorlar bu kanallar sayesinde.
“Şöhret kapıları” dediğimiz şey, pek çok gencin ses yarışmalarında da ünlü olmalarıdır.
Öte taraftan moda ve mutfak, aşçılık yarışmaları bambaşka bir renk getiriyor insanların hayatına.
Malum her yıl olduğu gibi, bir yarışma biter, hemen arkasından yeni bir yarışma başlar. Bu yıl da şeflik yarışması bitince “O Ses Türkiye” yarışması yapıldı ve bitti. Evvelki gece son noktaya koydukları ses yarışması, yeni bir şöhret adayına da kapılarını açmış oldu. Sadece şampiyon olan ses sanatçısı değildir ünlenen. Şahane sesleri ile bütün gönülleri fetheden pek çok genç seslere de şöhret kapıları açılmış oluyor. Pek çok tavernalar, kafeler, büyük küçük oteller ve daha nice eğlence mekanları bu gençleri kapıyorlar.
Ve nihayet herkesin dört gözle beklediği yeni “Survivor” programı başlamış oldu, dükü Pazar akşamı ile.
Her yıl Dominik adalarında yapılan bu yarışmanın hazırlığını şayet düşünür ve incelerseniz, ne büyük platformların, ne büyük organizasyonların ne büyük paralarla yapıldığını anlarsınız. Ilıcalı’nın bu büyük veya bu devasa organizyonlarında kaç kişi çalışır tam olarak bilmiyoruz ama, binlerce insanın onun kapısında ekmek yediğini biliyoruz.
Gerçekte Acun Ilıcalı’nın kadife gibi bir kalbi olduğunu görüyor ve anlıyoruz.
Ne kadar ihtiyaçlı ve şöhreti yakalamak isteyen insanın elinden tuttu veya bir başka şekilde kendilerine yardımcı oldu.
Acun Ilıcalı’yı o çok genç yaşlarında bütün ülkeleri dolaşarak onların kültürel yapılarını belgelemesinden tanıyoruz. Gerçekte o kadar genç yaşta büyük başarılara imza atan Ilıcalı’nın ileride ne büyük bir adam olacağı belliydi.
Onun karizmasında bir de futbol dünyası vardır. Bütün kulüplerin ve spor camiasının niceleri ile içli dışlı olmuş ve hala olmaktadır. Her girdiği kapı, ona olan sevgi ve saygıdan sonuna kadar açılıyor. Ne mutlu ona ki, bu saygınlığı ve itibarı hem Türkiye’de, hem de bütün dünyada kazanmıştır.
Onun en büyük özelliği, hiçbir zaman politize olmamasıdır. Bugüne kadar hiçbir partiye tek taralı olarak yandaş olmadı ve olmaz da. Herkes eşit mesafede durarak, kendini kabul ettirmiş ve saygın yerini korumuştur.
İlk tırmanışları herhalde “Var mısın, Yok musun?”la başladı. O yarışmada nice değerli genci medya dünyasına kazandırdı ve hala kazandırmaya devam ediyor. “Oynat Bakalım” Programının sunucusu genç de, o “Var mısın, yok musun” yarışmasından şöhreti yakalayan gençtir. Survivor Panorama programının sunucusu ve yöneticisi Hakan da “Var mısın Yok musun” programından piyasaya giren değerli bir gençtir. Hatta Hakan’ın birkaç kez bizzat Surviver’de yarışmacı olması, onun karizmasına çok şeyler katmıştır.
Tabii ki bir de geri planda veya perde arkasında çok büyük özveri ile kendisine çalışan fedakar insanlar vardır. Bizler onları göremeyiz ama zaman zaman yapılan konuşmalardan bu insanlar hakkında bilgi edinebiliyoruz.
Acun Ilıcalı’nın hayatında acıların da olduğunu unutmamak lazım. Anne babasının bir trafik kazasında kaybeden Ilıcalı’nın, her zaman yüreğinde ve dünyasında bir boşluk kalmıştır. Lakin Allah’a tevekkül ederek “Hayat kaldığı yerden devam ediyor” anlayışı ile işine dört elle sarılarak, pek çok insanı kucaklayabiliyor.
Acun Ilıcalı için yazılacak ve söylenecek o kadar çok güzel şeyler vardır ki, onları gazetedeki sütunuma sığdırmam mümkün değil.
Allah ona güç ve enerji versin diyor ve yolunun açık olmasını, başarılarının da daim olmasını dileriz.