Okul Kayıt işlemlerini tamamladık.Ancak önümüzde çok önemli bir sorunumuz vardı.
Sürekli kalacağım bir yer bulmalıydım.Ve beraberimde getirdiğim babamın ilk sene öğrenimim için biriktirdiği toplam 2000TL vardı.Emniyet için paramı bankaya yatırmıştım.Gerektikçe bankadan çekerek kullanacaktım. Bu parayı ders yılı sonuna kadar tüketmemem lazımdı.
Bana maddi destekte bulunacak kimsem yoktu... Maddi durumları daha iyi olan arkadaşlarımın bazıları eşyalı veya eşyasız konut icar ederek ikamet sorunlarını çözüyorlardı.Çoğu kez bir kaç kişi birleşerek bu sorunlarını hallederlerdi..Bu benim ve benim düzeyimde olanlar için pahalı bir çare idi...
Bu nedenle öğrenci yurtlarında yer bulmak için araştırmaya koyulduk ... Bazı fakültelerin özel yurtları vardı:. Hukuk Fakültesi,Ziraat fakültesi,Siyasal Bilgiler Fakültesi v.s gibi.Ama bu yurtlar öncelikli olarak kendi fakültelerinin öğrencilerini kabul ediyorlardı.Ancak kontenjanlarını dolduramazlarsa başka Fakülte öğrencilerini yurtlarına kaydedebilirlerdi. Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesinin bir yurdu yoktu. Bir de belirli illerin ismini taşıyan yurtlar vardı... Onlar da ismini taşıdığı illerden gelenlerle kontenjanlarını dolduruyorlardı.
Açıkta kalışımız Ankarada yaşayan yeğenim Hüseyin Yıldırım ağabeyimi de çok üzmüştü.Hepimizi evinde barındıramazdı.Sedece beni bir süre Yeni Mahalledeki evinde konuk etti..Kendisine ve ailesineminnettarım.Ama bu durum uzun sürmemeliydi.Her şeydenönce ev okul bölgeme uzaktı.En az iki otobüs kullanmak mecburiyeti vardı. Bir gün müjde kabilinden bir haber yayıldı.Hukuk yurdu Kıbrıslı öğrencileri kabule karar vermişti.Ve haberi duyar duymaz Ankara Cebeci semtindeki yurda gidip kayıt yaptık.Artık kalacağımız derslerimizi çalışacağımız bir yerimiz vardı.Mutlu olduk.
Hukuk yurdu ve fakültem Dil ve Tarih Coğrafya mesafesi yaklaşık bir km idi...Bu nedenle yaya gidip dönüyorduk.Araca gereksinimiz olmazdı.Eylenceli bile olurdu yaya gidiş gelişlerimiz.Cebeciden çıktıktan hemen sonra Tandoğan meydanına gelinir ve Tandoğanın sağ yolundan gidildiğinde Sihhiye Meydanına ulaşılır.Solundan gidilirse Kızılaya çıkardı. Genellikle öğleyin beslenme gereksinimimizi Sıhhiyede yer alan büfe veya lokantalardan karşılardık...Hemen Sihhiyenin sağına dönüldüğünde yaklaşık yüz metre ileride üzerinde Atatürk'ün "HAYATTA EN HAKİKİ MÜRŞİT İLİMDİR" Yazilı Fakültemiz Dil ve Tarih Coğrafya haşmetle yerinde durmakta idi....Bu yolu Hukuk yurdunda kaldığımız sürece arkadaşlarımla hemen hemen her gün yürümekte idik... Cebeci semti bir öğrenci semti idi..Hukuk Fakültesi,Siyasal Bilgiler,İlahiyat fakülteleri birbirlerine komşu fakültelerdi... Daha ileride sağa sapan yönde Ankara Tıp Fakültesi vardı.
Sol tarafta bir ortaokul ve hemen yakınında Konservatuar yer alıyordu... Siyasal Bilgiler Fakültesinin karşı cephesinde Lig maçlarının oynandığı bir stadyum vardı. Cebeci semtinde daha çok öğrenci ihtiyaçlarını karşılayan dükkanlar bulunuyordu...Ucuz yemek yerdik oralarda... Tabii gekeneksel olarak bir çok semtlerde olduğu gibi Cebecide de haftada bir kurulan pazar yeri vardı... Satın almak için değil ama ben pazar yerlerinde dolaşıp insan manzaralarını seyretmeyi çok severdim...Alışverişler esnasındaki pazarlık çeşitleri bana çok ilginç geliyordu...
Satıcı ile alıcının tokalaşarak pazarlıkları töresel davranışlardan biri idi..Pazarlıklar olumlu sonuçlanır veya olumsuz,benim için önemli olan insan davranışları idi...Gelecekte Felsefe Bolümünde branş seçerken Psikoloji,sosyoloji,pedagoji gibi insan bilimlerine yönlenmem tesadüfi değildi...
TANDOĞANDA OLAY - TANDOĞAN MEYDANINDA İLK KIBRIS MİTİNGİ
Biz Kıbrıslı Türk öğrenciler öğrenim gerekçesiyle Kıbrıs'tan ayrılarak Türkiyeye gelmiştik.Ama eminim hepimizin de aklı,fikri Kıbrıs'ta kalmıştı.Çünkü Kıbrıs'ta adeta bir iç savaş yaşanmaktaydı.Her an her şey okabilirdi.Her birimizin bir yakını EOKA terörünün kurbanı olabilirdi...Bu endişelerimiz aramızda konuşulan en başta gelen konulardı...Kıbrısta cereyan eden olayları merakla, endişe ile izliyorduk....
O zamanlkamuoyunu sakinkeştirmekle meşguldü...Dış İşleri Bakanı Fuat Köprülünün Millet Meclisi kürsüsünden Kıbrıs Sorunu ile ilgili talihsiz değerlendirmesi hem biz Kıbrıslı gençleri hem de Türkiyeli gençleri ve kamuoyunu çok rahatsız etmişti.Köprülü konuşmasında şu mealde bir ifade kullanmıştı."Kıbrıs Türkiyenin bir sorunu değildir".Ancak İngiltere'nin bir iç işleri meselesidir.Bu yaklaşım, haliyle, Türk gençliğini ve Türk kamuoyunu çileden çıkarmıstı. Ardından Rum Yönetimi ve Yunanistan o sıralarda Birleşmiş Milletler Örgütüne başvurarak SELF DETERMATION kararı alınmasını istemişti ki böyle bir karar çıktığı takdirde Plebisit(referandum) uygulanır ve çoğunluğun vereceği karar gerçekleştirilirdi.Haliyle böyle bir karar ENOSİS'in gerçekleşmesi demekti.Ve Kıbrıs bütünüyle Yunanistan'a ilhak olur.Türk halkı da azınlık hakları ile yetinirdi....
İşte bu koşullar ortada iken Türkiye Talebe Birliği harekete geçti.Ankara fıkır fıkır kaynamakta idi...Ve böylece ilk tepkisel eylem Tandoğan Meydanında gerçekleşiyor... Yaftalar,pankartkar hazırlanmış..Ellerde Türk bayrakları. Cebecide binlerce öğrenci Tandoğan Meydanına doğru yürüyüşe geçmisti.Aramızda foto muhabirleri ve gazeteciler de vardı.Ve kalabalık Tandoğan Meydanına varmıştı...Yaftakar,pankartlar açılmış.Öğrenciler hep bir ağızdan çeşitli sloganlar atarak tepkilerini ortaya koyuyorlardı.Fakat çok sürmedi polisler coplarını çekerek kalabalığa saldırmaya başladılar.Yaralananlar da oldu.
Gazete muhabirkerinin fotoğraf makineleri copların darbeleri ile paralanıyordu... Neticede polisin engeline takılan girişim maalesef sekteye uğramıştı.. Ama bir müddet sonra Türkiye Hükümeti de uyanışa geçecek ve Türkiye'nin hemen hemen bütün vilayetlerinde organize mitingler düzenlenecekti. (DEVAM EDECEK)