Anılarımdan Notlar: 27

1959 Yılında hizmete açılmıştı yurt...Ankara Anıttepede üç katlı bir binada kurulmuştu ..Yurt sıkıntısı çeken Kıbrıslı öğrenciler yanında yurt hasreti çekenler de çok ilgi göstermişlerdi Kıbrıs Yurduna...Sanki Kıbrıs'lı olmanın bir ayrıcalığını hissetmekteydik orada yaşarken.Kıbrıslı Türk kimliği taşımak başlı başına bir ayrıcalıktı ve bununla onur duyardık...Hele Kıbrıs'taki gerilim dönemlerinde... Yurdumuzun fazla bir komforu yoktu...Üçer,dörder,beşer kişilik yatak odaları vardı.Yetersiz bir çalışma odası,banyo ve tuvaletleri vardı...Kantin veya lokantası da yoktu...
AHMET SEZGİN'LE TANIŞMAM
Hemen yakınındaki boş arsada futbol oynardık.. Yurt binasının çok yakınında,bir asker kışlası vardı.. Sonradan ANKARA TRT'de görev yapacak ve Halk Türkülerini okuyarak ünlenecek Ahmet Sezgin o sıralarda zorunlu askerlik görevini yapıyordu o kışlada.Tesadüfen tanıştık ve  arkadaş olduk... O sıralarda lisede iken amatörce çalmasını öğrendiğim bir bağlamam vardı.Ara ara yurtta kalırken arkadaşlarım etrafıma toplanır bağlama çalar,türkü söylerdik... Ahmet Sezgin'le arkadaşlığımızı ilerlettik.Zaman zaman  boşta olduğunda bizi ziyarete gelir sohbet ederdik.Ayrıca bağlamamı kullanarak türkülerini okurdu. Ahmet Sezgin çok farklı repertuarları ve kendine has tarzı olan bir Halk Türküleri sanatçımızdı. Terhis olduktan sonra uzun süre Ankara TRT Radyosunda görev yaptı.Tüm yurtta ün yapmıştı bir dönem..Çok sevildi.Güzel bir insandı.
Zamansız vefat haberi beni çok üzmüştü.Kendisine Allahtan rahmet dilerim... Fakülte 2. öğretim yılı Kıbrıs Yurdunda geçti.O yıl Fakültemin Baraj Sınavları yılı idi.Fakülte 1 ve 2. Sınıfta gördüğümüz tüm derslerden hem yazılı,hem de sözlü olarak sınava girecektik. Okuduğumuz dersler,Felsefe Tarihi,İlim Tarihi,Sistematik Felsefe,Mantık(klasik ve lojistik),Sosyoloji,Psikoloji ve Pedagoji idi derslerin tümü.Her dersin iki yıllık birikimi olduğu için sınav zordu...Beynim patlarcasına çalıstım ve 2.sınıf engelini de aşmıştım...Çok yorgundum...Hatta ders bellemekten hafızam tekliyordu sanki. Beynimi,hafızamı dinlendirmeye çok ihtiyacım vardı.Yaz tatilim için Kıbrıs'a dönüş yapacaktım ama dinlenebilecek miydim bilmiyordum.
Çünkü dinlenmemden önce okul masraflarımı karşılayabilmem için bir iş bulup çalışmaya başlamalıydım öncelikle.
POlİS MERKEZİNDE TELEFON OPERATÖRLÜĞÜ GÖREVİM
Yaz tatilimde geçici iş bulmam zor olmadı.Tesadüfen bir arkadaşla tanıştım.Poliste telefon operatörü olarak çalışıyordu...Ona geçici bir iş aradığımdan bahsettim.Kendi çalıstığı işte Rumca ve İngilizce konuşabilen bir Türk için  aday arandığını söyledi.Bu göreve gelirsem onunla vardiya usulü çalışacaktık.12 saat birimiz,12 saat diğerimiz.
Beklemeden Merkezi Polis Karakoluna giderek sorumlu ile  görüştüm.Bir süre İngilizce bir süre de Rumca konuştuk.Türk olduğum için Türkçemi sormadı.Hemen göreve başlayabilirdim... Nitekim ertesi sabah telefon operasyonun başında idim... Kısa bir süre bana iş bulan arkadaşla birlikte işe başladık.
Sonra yalnız devam ettim.Polisi arayanları dinler cevap verir İstedikleri yerlere,kimselere bağlardım.İçeriden dışarıyı arayanlar,dışarıdan içeriyi arayanlar olurdu.Konuşma bitince kordonları çıkarırdım.Gece yarılarına kadar veya gündüzden sabaha kadar bu iş sürer giderdi....
Çoğu kez yorgunluktan bitkinleşirdim....Bazan görev başında uykuya dalar sonra zil sesleriyle uyanır görevime devam ederdim....
O devrede benim büyüğüm ağabeyim intikam hevesine kapılmıştı.Malum 1 Temmuz 195q8 de babam EOKA terörüne kurban olmuştu.Ağabeyim Ailemizin başında durmak yerine intikam almayı seçmişti...Ve ne yazık ki bu hevesi nerdeyse hayatına mal olacaktı.Bir Rum ambarını ateşe verirken ambar infilak etti derin bir yanık yarası alarak uzun zaman hastanelerde,kliniklerde tedavi gördü.Rahmetli annem yattığı kliniklerde ona refakat etti...Evimizde sadece bir ablam ve 6 aylık çocuğu vardı.Açlıkla,bakımsızlıkla boğuşuyorduk..
Ben çok zayıflamış,hayalete dönüşmüştüm.Ama polisteki nöbetlerimi hiç aksatmıyordum.Buna mecburdum.Aksi takdirde öğrenimim yarıda kalır ve rahmetli babamın ruhu azap çekerdi.Buna hakkım olmadığını düşünmekteydim...
Her gün evden polise gider polisten eve dönerdim. Evimle Polis arasında Limasol'un Türk Belediye Pazarının doğu yakasında küçük bir bölge vardı ki orayı geçerken korkudan titrerdim.Güvenliksiz bir bölge idi.Her an hain bir pusuya kurban olabilirdim.Şükürler olsun ki böyle bir felaket vuku bulmamıştı...Yaşayacağım vardı kısmette...
Ve tatilimi böyle tamamladıktan sonra geçici görevimden ayrıldım.Fakülte 3'e devam etmek üzere Ankaraya gittim...
(DEVAM EDECEK)