Ortaokul Yaşamım:
Ortaokula kayıt yapmak için İlkokul diplomasına ek olarak
Genel tüm ilkokullarda "DUHUL İMTİHANI" adı ile anılan(external) orta okula giriş sınavında başarmak gerekiyordu o yıllarda.Ağırlıklı olarak Türkçe ve Matematik derslerinden soruları içermekte idi bu sınav...O zamanlarda ne dershaneler vardı,hatta özel dersler de yoktu..Lise öğrenimi yapmak isteyen öğrencilere aitti bu sınav...
Lise öğrenimi yapmak istemeyen ilkokul seviyesinde kız ve erkek çocukları çıraklık için iş yerlerine yönelirlerdi...
Terzilik, dülgerlik,marangozluk,bakallık,makinistlik gibi çeşitli esnaf dükkanlarına baş vurarak geleceklerini seçtikleri mesleklerde arıyorlardı.
Benim ailem tarafından hedefim, Lise öğrenimine,bilahare yüksek öğrenime yönlendirilmişti....
Bunun sebebi anaokulundan itibaren başarılı bir öğrenci olmamdı.
Duhul imtihanını iyi bir derece ile başardıktan sonra ortaokul
1.sınıfından başlamam üzere üç yıl süren Ortaokula kaydımı yaptım.Ve artık Limasol Türk Orta Okulunun 187 numaralı öğrencisi olmuştum..
Büluğ çağıma girmiş,boy atmıştım.Arkadaşlarımın için kullanıyordum.Maazallah bisikletime zarar verilmesinden korkuyordum.Zaten söylediğim gibi evimden okula yaya gitmeyi daha çok seviyordum.Limasol Ortaokul binası
İlkokul binasına nazaran yaşadığım evime oldukça yakındı...
Ortaokulda maalesef başarı açısından ilkokula göre daha başarısız bir öğrenci olmuştum.Bunun bana göre çeşitli nedenleri vardı..
En başta bedenen erken gelişmişliğin olumsuz etkilerini düşünüyorum...(erken ergenliğe ulaşmak).
Bu durum pedagojik bir olgudur.Erken ergenliğe ulaşan çocuklarda,hayalperestlik,dalgınlık ve konsantrasyon yetersizliği görülmektedir.Bunu önleyici tedbirler sosyalleşme,öğrencileri spora veya başka etkinliklere yönlendirmedir...Halbuki o devirde ailelerin maddi ve manevi olanakları yeteri değildi.
Tabii ilkokula nazaran ortaokulda dersler ağırlaşmıştı.Ve daha çok çalışmayı getektiriyoru.Bense zihinsel yeteneklerime güvenerek gerektiği kadar çalışmıyordum.
Daha çok ders esnasında öğrendiklerimle yetiniyordum..
Hiç bir zaman rekabetçi bir öğrenci olmadım...Bu, aslında benim bir eksik tarafımdı.Hele kıskançlıktan nefret ediyordum.Ama rekabetçi yanım olsaydı daha başarılı bir öğrenci olabileceğimden eminim.
Buna rağmen sınıflarımı geçerek üst sınıflara dahil olabiliyordum.Sadece orta üçte fizik dersinden bütünlemeye kalmıştım ve bu duruma çok üzülmüştüm.
Ortaokuldaki başarı yetersizliğime aslında kendim de çok üzülmekteydim.Ancak benim dışımdan kaynaklanan başka nedenlerin de mazeret olabileceğini tahmin edebilirdim.Ailem öğretimden yoksundular.Bundan dolayı derslerime yardımcı olamazlardı.Sadece rahmetli annem dersleri daha başarılı olan akrabalarım tarafından sürekli kışkırtılır,annem de buna üzülerek beni eleştirirdi..Annemin bu tavrı beni derslerime motive edeceği yerde ,ders çalışmaktan daha çok uzaklaştırıyordu....
Bir de yeni kurulmuş ortaokulumuzun yetersizliği beni olumsuz etkiliyordu.Her şeyden önce hem sınıflar kabarıktı,hem de öğretmen kadrosu nicelik ve nitelik olarak yetersizdi.İlköğretim öğretmen kadrolarından ortaokula aktarılan öğretmenler branşlarının dışına çıkarak branş derslerini yürütmeye çalışıyorlardı.Resim, müzik ve beden eğitimi öğretmenlerinden yoksundu ortaokulumuz...
Bir de çift tedrisat yapmaya mecburdu okulumuz.Çünkü
Okul binası da da yeterli değildi.Anımsadığım kadar laboratuvar derslerine tahsis edilen oda on-onbeş öğrenciyi sığmıyordu.İyi havalarda fen derslerindeki deneyler okulun dar bahçesinde yapılıyordu...
llara rağmen başarı rekabetim olsaydı daha başarılı bir öğrenci olabilirdim.
Ve sonuçta bütünleme sınavımda başararak ortaokuldan mezun olmuştum. Fakat bir gerçek varsa okumaktan soğumuştum ve bu koşullarda lise öğrenimime bu koşullarda nasıl devam edebileceğimi düşünmeye koyulmuştum.Ortaokul bitiminde yaz tatilime bu kaygılarla giriyordum...