Anlamak, Anlamaya Çalışmak Zor Geliyor

Anlamak diye bir şey vardır ve bu şey özellikle siyasetle profesyonel olarak ilgilenenler, ilgilenirmiş gibi yapanlar için çok önemlidir ( buradaki profesyonel maaş karşılığı anlamını içermektedir, sakın ola hep yaptığınız gibi kalite / kaliteli anlamına almayın )
Anlamak zorundadır siyaseti meslek edinenler sorunları ve sorunların nedenlerini. Anlamadan çözmeye çalıştıkları için, bayrak anavatan hamaseti ya da emek federasyon sözüm ona devrimci söylemlerini ezberlerinden tekrar tekrar tekrar ederek sorunların çözümlerine ilişkin anti biyotik reçeteleri ile şıppadanak çözeceklerini söylüyorlar.
Bu ne yazık ki yalnız partilerde yerleşenler için değil kapağı örgüte sendikaya atanlar için de geçerlidir..
Ülkenin istihdam özellikle gençlerin istihdamı ile ilgili sorunları anlama zahmetine katlanmadan sadece iktidarda olan partinin / partilerin partizanca istihdam yaptığı için istihdam sorunu olduğunu zannetmek ve bu yönde habire demeçler patlatanların yaptığı ne yazık ki işin en kolayı olan slogan atmaktan ibarettir.
Sınavsız istihdamlar evet yanlıştır ve bunları eleştirmek herkesin hem hakkı hem de görevidir ve fakat hiçbir parti ya da sendikanın özel sektörde istihdam yaratmak gibi bir derdi olmadığı ya da köylülüğün çiftçiliğin hayvancılığın geliştirilerek istihdam alanları yaratmak gibi bir projeleri planları olmadığı içindir ki yıllardır her iktidar kendi partizanlığını yapmakta ve her muhalefet de iktidarı partizanlıkla suçlamaktadır.
Sonuç mu, 30 yıl sağcı iktidarlar 10 yıl solcu iktidarlar ve istihdam alanı yaratmak adına bir plan proje ortada olmadığı gibi partizanlık suçlamaları ve partizanlık ayıbı sürüp gelmektedir ve siyaset zihniyetleri değişmedikçe de sürüp gidecektir.
Bir birlerini anlamaya da çalışmak yerine de bir birlerine laf sokmaya ve başka partilere oy verenleri düşmanlaştırmaya çalışıyorlar ne yazık ki.
O kadar ezberlerinde yüzüyorlar ki özellikle ekonomik konularda bir birlerinden pek de farları olmadığının bile farkında değiller.
Misal : KIB TEK yönetimi hem sağcıların hem solcuların yönetiminde olduğu dönemlere rağmen halde gelinen nokta herkesin malumu.
Ve daha da önemlisi Kıbrıs konusunda ne iki devlet diyenler devletin ne olduğunu, nasıl yönetilmesi gerektiğini anlamaya çalışıyor ve ne de federasyoncular AKEL de dahil olmak üzere hiçbir GKRY partisinin Kıbrıs Türklerinin kurumsal eşitliğini dolayısı ile de siyasal eşitliğini kabul etmediğini anlayabilmişler.
Siyasal partiler ve diğer örgütler halkı, halkın sorunlarını anlamak, en azından anlamaya çalışmak zorundadırlar ve elbette ki bir birlerini de.