Atalarımız Ve Tarihimiz

Bu günden baksanız düne, bu gün Çarşamba salıydı dün.
Dün eylediğinizi onaylar mısınız.
İster onaylayın isterseniz onaylamayın ve fakat siz kabullenmeseniz de dünkü siz değilsiniz. Zordur kabullenmek dünkü kendiniz olmadığınızı, ondandır ki Süleyman Demirel’in ömrü hayatında ettiği en doğru laf olan ‘‘ dün dündür, bu gündür bu gün ’’ sözünü bir zaaf olarak görür ve bu cümle ile insan suçlamaya bayılırsınız.
Dünkü gibi kalın hatta tam aynısı kalın kaldığınızı zannedin. Keyfiniz bilir.
2023 yılından sıfırıncı yıla bakarak Hz İsa’ya ya da Hz Muhammed’e gerici yobaz yaftasını damgasını yapıştırmakta beis görmezsiniz oysa ikisi de yaşadıkları zaman ve mekanın en ilerici en aydınlık simalarıydılar.
Bir hayal edin 1958 Küba’sında Fidel’in gerillalarından biri olduğunuzu.
Hayal ettiniz mi, bir Fidel gerillası olarak ( bazılarınız hatta çoğunuz Fidel’in gerillası olmakla yetinmez Fidel’in ta kendisi olur, yakışır da aslana ) 1958 Küba’sında yaşıyor olsaydınız, ‘‘ savaşın kazananı olmaz / acıların üzerinde bayram yapılmaz ’’ diye düşünür lak lak eder miydiniz yoksa ‘‘
 Ölüm nereden ve nasıl gelirse gelsin . Savaş sloganlarımız kulaktan kulağa yayılacaksa ve silahlarımız elden ele geçecekse ve başkaları mitralyöz sesleriyle, savaş ve zafer naralarıyla cenazelerimize ağıt yakacaklarsa ölüm hoş geldi, safa geldi ’’ mi derdiniz.
Az biraz düşünün 1950’lerin Kıbrıs adasındaki koşulları ve ona göre karar verin.
Hayır hiç birinize empati yapmayı önermiyorum, sadece dedelerinizi babalarınızı, nenelerinizi ve annelerinizi, ağabeylerinizi sevin diyorum.
Hiçbir insan ama hiçbir insan yaşadığı koşullara sırtını dönüp de yürüyüp gidemez kendi keyfi ve rahatı için.
Çok zor değildi bir avuç gencin bir ideal uğruna her türlü zorluğu göğüslemek yerine günü gün etmeyi seçmesi.
Onu yapmadılar.
Direnmeyi seçtiler, direnmenin sonucunda ne olacağını bilmeden seçtiler.
Düne dönüp de okur öğrenirseniz, Orta okul hocalarımızdan Selçuk Bey’in ( Kinova )  bir başına karar verip direnmeyi seçtiğini, bomba yaparken şehit olan Ulus Ülfet’in de Selçuk Hoca’dan farklı olarak solcu bir bakış açısı ile direnmeyi seçtiğini anlarsınız.
Bereketçiler Dillirga’dan kayıklarla Türkiye’ye ilk sefere çıktıklarında ne VOLKAN’dan, ne KARA ÇETE’den Ne de 9 EYLÜL grubundan ve ne da Türkiye Genel kurmayından haberleri vardı.
Nitekim de tutuklanmışlardı.
Onlar bizim atalarımız ve bu da tarihimiz