Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bir kez daha Türkiye’nin Akdeniz’deki kararlılığını gözler önüne serdi. Erdoğan yerden göğe kadar haklı. Son açıklamaları ile Türk milletinin ve Türk ordusunun çok güçlü olduğu gerçeğini de bütün dünyaya göstermiş oldu.
Malum Rumlar, Akdeniz’de karbonhidrat arama çalışmaları ve paylaşım anlaşması içinde Fransa’nın olduğu bir grup ülke ile araştırmalarını sürdürüyorlar. Sürdürürken de hala efeleniyorlar. O efelenmelerinin er veya geç, mutlaka başlarına bir iş açacağını da söylemek gerek.
Bu bağlamda Türkiye de kendi imal ettiği arama ve sondaj gemilerini Akdeniz’e indirince Fransa Cumhurbaşkanı’nın paçaları tutuştu. Fransa ne demiş ki Cumhurbaşkanı Erdoğan ona sert cevap verme ihtiyacı duymuş?
Bakınız Fransa Cumhurbaşkanı’nın şu kabul edilmez sözlerine...
“Türkiye, Kıbrıs’ın münhasır ekonomik bölgesindeki yasadışı faaliyetine son vermeli. Avrupa Birliği bu konuda zaaflık gösterme niyetinde değil.”
Fransa Cumhurbaşkanı aklınca aba altında sopa gösteriyor Türkiye’ye. Hem de maşa olarak da Avrupa Birliği’ni gösteriyor. Halbuki AB yargı organı olmadığı gibi, uluslararası anlaşmalardan doğan hakka da müdahale edecek hakka sahip değil. Lakin Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan şahane bir yanıt verdi Fransa Cumhurbaşkanı’na ve onun ortaklarına. İşte Erdoğan’ın keskin ve kararlı sözleri...
“Eğer hala Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon arama tartışmalarını basit bir petrol-doğalgaz kavgası olarak görenler varsa, bu işlerden hiç anlamıyor demektir. Biz Doğu Akdeniz’de bu sularda münhasır ekonomik bölgelerde, blokların içerisinde, bize ayrılmış olan yerlerde aramalarımızı devam ettiriyoruz. Devam ettireceğiz. Bizim dört tane gemimiz var. Bunlardan iki tanesi sondaj, iki tanesi de aramadır. Eskiden kiralık falan arıyorduk. Şu anda kendimize ait dört tane gemimiz var. Biz şimdi bunları da yapıyoruz. Artık bunlar bize ait gemiler.”
Erdoğan bu sözleri ile Türkiye’nin büyüklüğünü bir kez daha dile getirmiş oldu. Harp sanayiindeki gelişmesi yanında sondaj arama sanayiindeki gemileri de imal edebiliyorlar. Bütün bunlar havadan olan işler değildir. Bütün bunlar, BÜYÜK TÜRKİYE’nin eseridir.
Ve Edrdoğan Fransa Cumhurbaşkanı’na en çarpıcı vurgularını yüzlerine çarpıyor. İşte o sözler...
“Biz Kıbrıs’ta garantörüz. Yunanistan ve İngiltere garantördür. Peki sen nesin?”
TİM İhracatın Yıldızları Ödül Töreni’nde konuşan sözlerine şunları ekledi. Bu sözler de Rumların yüzüne bir şamar olsa gerek.
“Talimat vermişler, tutuklayacaklarmış gemilerdeki personeli. Avucunuzu yalarsınız. Neyi tutuklatıyorsunuz? Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, bütün imkânlarımızla, biz de yerimizi almış vaziyetteyiz. ORALARDAYIZ. O personeli korumak bizim görevimizdir. Baştan sonuna kadar bunu devam ettiriyoruz, ettireceğiz. Şu anda bu çalışmalarımız devam ediyor, aralıksız. DİKKAT EDİN BİZ TÜRKİYE’YİZ! Biz kabile devleti değiliz.”
Bu sözler tarihe geçecek sözlerdir. Şayet öyle bir an gelir ve Rumlar hala dikine efelenmeye ve Türkiye’yi es geçmeye devam ederlerse, bundan sonra olacaklardan kesinlikle Türkiye sorumlu olamaz. Çünkü Sayın Erdoğan’ın ifade ettiği gibi Türkiye bir garantör devlettir ve Rumlarla ahbaplarının tek taraflı olarak sürdürdüğü hak yeyişe seyirci kalmayacaktır.
Bir de şunu soruyor Sayın Erdoğan Fransa Cumhurbaşkanı’na:
“Senin oralarda işin ne?”
Ne kadar doğru bir söz... Fransa nire, Kıbrıs kara suları nire?
Bu söz esasında bana Çanakkale’ye savaşmak için t Avustralya’dan kopup gelen ve boyunun ölçüsünü alan Anzaklar’a benzer. Bir gün oldu, Anzaklar’a da bu soru soruldu, Erdoğan’ın Fransa Cumhurbaşkanı’na sorduğu soru gibi.
“Türkiye nire, Avustralya nire?”
Çok yakında herşey, ama herşey olabilir. Rumlar ve ortakları bunun idrakinde mi? İdrakindedirler ama türlü manevralarla Türkiye’yi bu kararlılığından caydırmaya çalışıyorlar.
Gerçekçi olmak gerekirse, “AVUÇLARINI YALARLAR” Sayın Erdoğan’ın söylediği gibi...