Her insanın mutlaka hem de zorunlu olarak ayrı bir hayat hikayesi vardır. Bütün hayat hikayeleri genellikle mutlu bir doğumla başlar... Ve hayat süresince devam eder. Sonra da önceden bilinmiyen bir tarihte sona erer. Bunun bir son mu,yoksa bir sonunfarklı bir başlangıcı mı bilinmez.
Belki yeni bir hikayenin başlangıcı olabilir bu bitim ama bunu hiçbir yaşayanın bilmesi olanaksızdır. Her bir hikayenin kapsamında sayısız anılar ve her anının kapsamında nice nice olaylar nice nice olgular vardır.
Hepsi insan ilişkilerinin oluşumları Hepsi her hikaye sahibinin özelleri..... Gizlenenler gizlenmiyenler..... anımsananlar anımsanmıyanlar bir de anımsanmak istenmiyenler! Yani bilinçsizce hapsedilenler.... Ve öylesine özeller de var ki bu kapsamın içeriğinde bu anıların bazılarını sahipleri bile ne anımsarlar , ne de anımsamak isterler...Bunlar çoğu kez,Vicdan adı verilen iyilik ve doğruları Savunan gücün, ki bu güce Vicdan demekteyiz... hatta çoğu zaman Tanrının içimizdeki sesi de denmektedir vicdana.
İşte bu gücün dışlamak istediği Yasaklar günahlar bilinç altına İtilmekte ve anımsanamamaktadır. Sosyalize olmuş bireyler bir takım toplum yasaklarını ayrıca, ayıp ve günahlarını,bilinçlerinde taşımak istemezler.
Daha doğrusu anımsamak vicdanen büyük rahatsızlıklara neden olacağı için böylesini tercih bile ederler. insan suç ve günah denilen eylemlerden kaçmak istemesine rağmen zaman zaman haz verici bir takım uyarımlara ve edimlere mağlup olabilirler.
İşte bu ahvalde bilincin hapishanesi olan bilinç altına meçhul bir güç tarafından kapatılırlar. Bunlar sadece bilincin etkisiz kaldığı durumlarda başta rüyalar olmak üzere muhtelif şekilde hatta bazı sanat eserlerinde sembolik olarak ortaya çıkabilirler.
Bilinç altına bastırılan bu yasak anılar bir takım psiko-nevrotik veya psikotik sağlık sorunlarına da sebep olabilirler. Psikoanaliz bilimi içeriğinde araştırılan bu konuları ilk olarak Freud isminde bilgin ortaya atmış ve bu araştırmalar günümüze kadar araştırılmaya devam etmektedir.
Psikoanalizin mucidi S.Freud teorisinde bunları anlatmak istemiştir her halde...