Tavşandır tavşan ve köpek köpektir.
Bir başına kalsa bile çölde aslan o yine de aslandır.
Sürü halinde yaşayan koyunlar, antiloplar, arılar tek başlarına kaldıklarında da koyundur antilop ve arı.
Hayvan hep hayvandır, her durumda hayndır.
İnsan öyle mi.
Meramın daha iyi anlaşılması için, atlar at doğar lâkin insanın insan olması için diğer bütün canlıların ihtiyaç duyduğu zamandan çok daha fazla zamana ihtiyacı vardır. Tay doğumunun hemen dakika sonrasında ayakları üstünde doğrulabiliyorken insan yavrusu için bu süreç aylar sürer.
Sadece bu da değil, bu tabiatın / tanrının bir kuralı ve fakat insan olmak bir tabiat kuralı olmanın ötesinde toplumsal bir gelişme süreci gerektirdi, maymundan insana geçiş evresinden söz ediyor olduğum kadar, bu gün ( gerçek anlamda bu günden de, 31 mayıs) bu günden de söz ediyorum.
Bırakalım yeni doğan insan yavrusunun fiziki olarak insanlaşması için gereken doğal süreci, insanın kimyasal / ruhsal / toplumsal / hukuki / sosyolojik / hümanistik anlamda da insan haline gelmesi de uzun ve fakat bu kere toplumsal da olan bir süreç / bir aşamalar silsilesine ihtiyaç vardır.
Kimyasal denince aklınıza ne gelir bilmem ama benim kastım her insanda doğal olarak, daha doğumdan önce bile var olan çeşit tür hücrenin kasın organın iskeletin beynin insanlaşma sürecidir.
Misal : maymun, insanın yaptığı her şeyi taklit edebilir, gözlük takabilir, traş makinesi kullanabilir ama insaniyetliği asla ve katiyen taklit edemez, işte bu insaniyetlik dediğim şey insanın kimyasıdır.
Hiçbir insan bir çita kadar hızlı koşamaz ve yüz metre hız rekorunu kırmak, böyle bir rekora ihtiyaç duymak ve üstelik de bu rekoru kırmak ancak ve yalnız insana mahsustur.
Hayır bu kadar basit değil.
Toplu olarak yaşamanın, yaşadıkça gelişen geliştirilen olmazsa olmaz kuralları da olur insanın ve koyunlar kaç bin yıldır toplu olarak yaşıyor olmalarına karşın, toplu yaşama biçimlerinde / kurallarında hiçbir değişiklik olmadığı gibi böyle bir değişiklik ihtiyaçları da olmamıştır. Merhametli bir koyun olur mu mesela, olmaz olamaz çünkü merhamet doğal değil insani toplumsal bir gelişmişliktir
Aslana ormanların kralı diyoruz ya, orman hep ormandır ve aslan da hep kral, oysa İngiltere ne eski İngiltere olarak kalmıştır ne de Elizabeth’in hükmü 18. Yüzyıl hükmü gibi geçerlidir.
Doğduk, bizden önce doğanlar rüştiye mekteplerine gitti, biz sömürge döneminde resmi adı school olan ama biz, Türkçenin içine doğduğumuz için okullara gittik. Onlar bize ‘‘ Good save the queen ’’ ezberletmeye uğraştı biz ‘‘ yaşa mustafa Kemal Paşa yaşa ’’ diye okuduk.
Şimdi mi.
Toplu yaşamanın olmazsa olmazı farklı görüşlere saygı duymaktır. Devletin / KKTC’nin günlük işlerini organize etmek amaçlı seçimler yapıyoruz ya, bu seçimlerden birinci parti olarak çıkanlar anlamaldır ki, kendilerini seçmekteki tek neden işleri organize etmeleridir, kendilerini memleketin devletin ve hele de halkın sahibi patronu olarak görür de herkesi de onlara boyun eğmek zorundakiler olarak ‘‘ öteki ’’ leştirirlerse, toplu olarak yaşama sürecinin tamamlanmasına daha çok zaman var demek olur bu ki, bu zihniyetin vebali büyüktür.
Ve insan toplumsal ilişkilerinin toplamıdır.