Gezdim dost yerlerini Gülen insanlar gördüm Kaldı ki nerdeyse, Gülmeyi unutmuş ülkemde, Bundan böyle gülmenin Ayıp sayıldığını zannedecektim.
Merakla böylesine neşe dolu bu insanlara yaklaştım, Yahu neden bu gülüşmeler,bunca neşe ne? İşiniz,derdiniz mi yok sizlerin dedim.
Önce bana bakıp güldüler. Sonra da alay edercesine Bunun tuhaf tarafı ne dediler Ve ilave ettiler, Gel de bizi mesaiden sonra gör Bizim hayatımız eylence Bunlar mesai şakalaşması sadece Vay be dünyalarmız farklı mı ne Derken bana dönüp merakla sordular, Siz gülmezmisiniz dediler.
Yalan söyleyemedim kendilerine, Tuhaf kaçar bizde gülmek dedim...Eskiden gülmek denilen bir şey varmıştı Ama unutulup kalmış mazide.
Sonra da devamla sözüme, Sormayın dedim kendilerine Biz uzun zamandan beri Somurtmaktayız böyle.
Siz haklısınız gülmekle dedim Sizin işler yolunda giderken Biz yarın ekmeğin Kaç para olacağını, Sütü kaça alacağımızı Düşünmekle didişmekteyiz de Nasıl gülebiliriz ki dedim.
Gülmeden vedalaştık kendilerle