Bayrak Radyo Televizyon Kurumu’nun (BRTK) 60. kuruluş etkinlikleri çerçevesinde organize edilen “Hakikat Sonrası Çağda Kamu Yayıncılığı Sempozyumu” bugün gerçekleştiriliyor.
Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçiliği ve Türkiye Cumhuriyeti Kalkınma ve İşbirliği Ofisi katkılarıyla Kıbrıs Türk Girişimci Kadınlar Derneği ev sahipliğinde Girne Acapulco Resort Otel’de bugün saat 10.00’da yer alan sempozyumun açılışına; Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve eşi Sibel Tatar, Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, TC Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu, BRTK Müdürü Meryem Çavuşoğlu Özkurt, BRTK Yönetim Kurulu üyeleri, TC Lefkoşa Elçiliği’nden yetkililer, Türkiye’den sempozyuma katılmak üzere gelen bazı üst düzey yöneticiler , BRTK çalışanları ve davetliler katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’yla başlayan sempozyumun açılış konuşmalarını, BRTK Müdürü Meryem Çavuşoğlu Özkurt, TC Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar yaptı.
Açılış konuşmalarının ardından, Türk Ajansı Kıbrıs Müdürü Fehmi Gürdallı “Değişen Medyada Haber Ajanslarının Rolü”, Anadolu Ajansı Türkiye Haberleri Direktörü Hüseyin Yılmaz “Ajans Yazmadıysa Doğru Değildir”, Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Genel Sekreteri İbrahim Keleş “Toplumsal Hafıza ve Kamu Yayıncılığı”, TC Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı-Kamu Diplomasisi Daire Başkanı Doç. Dr. Oğuz Güner “Kamu Diplomasisinde Dezenformasyon”, RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin “Gelişen Değişen Dünyada Görsel İşitsel Medya” konularında sunum yapacak.
Sempozyumun 2. Panelinde ise “Savaş Haberciliğinde Dezenformasyon” konusunda TRT Muhabiri Murat Can Öztürk, TRT Kameramanı Ahmet Bağış, NTV Muhabiri Osman Nuri Terkan sunum yapacak.
-Özkurt
Sempozyumun ilk açılış konuşmasını yapan BRTK Müdürü Meryem Çavuşoğlu Özkurt, Kıbrıs Türklerinin 1 Nisan 1955 yılında başlayan EOKA terör örgütü hareketlerinden, 1974 Barış Harekatı'na kadar olan süreçte, topraklarını korumanın ve seslerini duyurabilmenin yollarını arayarak, Rumların saldırılarına ve engellemelerine rağmen kendi kurumlarını kurmaya ve yapılanmaya yöneldiğini belirterek, bunlardan birinin de 25 Aralık 1963’te kurulan 'Bayrak Radyosu” olduğunu kaydetti.
-‘Bayrak, bayrak, bayrak’ anonsuyla yayın hayatına başlayan Bayrak Radyosu halka büyük bir moral kaynağı oldu
Bayrak Radyosu’nun 1963 yılında bir gereklilik olarak, Kıbrıs Türk toplumunun sesini, halkına ve dünyaya duyurmak amacıyla kurulduğunu ifade eden Özkurt, tek radyo kanalından, 6 Radyo ve 3 televizyon kanalına ulaşan, kamu hizmeti yayıncılığı yapan Bayrak Radyo Televizyon Kurumu’nun bugün , Web sitesi ile ortalama günde altı bin kullanıcıya anında doğru haber hizmeti verdiğini söyledi.
Ülkede, kamu hizmeti yayıncılığı yapan tek kuruluş olan Bayrak Radyo Televizyon Kurumu’nun, 60 yıldır Kıbrıs Türkü’nün sesini duyurmaya çalıştığını dile getiren Özkurt, silahsız bir annenin ve 3 çocuğunun banyo küvetinde acımasızca katledildiği 21 Aralık 1963 olaylarının hemen sonrasında ‘bayrak, bayrak, bayrak’ anonsuyla yayın hayatına başlayan Bayrak Radyosu’nun halka büyük bir moral kaynağı olduğunu vurguladı.
Savaş dönemlerinde, çatışma ortamlarının bilgiyi manipüle etme eğilimi olması nedeniyle gerçeğe ulaşmanın zorlu bir süreç olduğunu anlatan Özkurt, Bayrak Radyosu’nun 21 Aralık olaylarının ardından Rum radyosunun Türklerin moralini bozan yanlı yayınları karşısında adada olup biteni, gerçekleri yansıtmak amacıyla kurulduğunu anımsattı.
"Post-truth" yani hakikat sonrası-gerçek teriminin, gerçeğin, objektif gerçeklere dayalı olmaktan ziyade duygular, inançlar ve şahsi görüşler tarafından şekillendirildiği bir dönemi ifade ettiğine işaret eden Özkurt, günümüzde ise, dijital medyanın gelişimi ve sosyal medyanın etkisiyle, yanıltıcı bilgilerin ve sahte haberlerin yayılmasının daha da hız kazandığını, bu durumun bilgiye erişimdeki kolaylıkla birlikte, doğru ve yanlış arasındaki sınırların belirlenmesinin zorlaştığı bir ortam yarattığını kaydetti.
Çağımızda, insanoğlunun, hiç olmadığı kadar çok ve çeşitli bilgiye ulaşabildiğini, ancak doğru bilgiye erişebilmenin herkes için zaman ve emek gerektirdiğini vurgulayan Özkurt, ulaşılan bilginin doğruluğunun sorgulandığını ifade etti.
-Medyanın sahip olduğu güç, etik ve denetim sorunlarını da beraberinde getirdi
Haberin, haberin iletildiği araçların ve haberciliğin niteliği, geçirdiği değişim, yaşamların, fikirlerin ve kültürün kalitesini de etkilediğini dile getiren Özkurt, medyanın sahip olduğu bu güç, etik ve denetim sorunlarını da beraberinde getirdiğine vurgu yaptı.
Habere ve bilgiye ulaşma, internet kullanımının amaçlar arasında olduğuna işaret eden Özkurt, bu konuda önemsenmesi gereken önemli bir diğer konunun , “doğru haber ve bilgiye” ulaşabilmek veya “doğru ile yalan haberi” birbirinden ayırt edebilecek donanımlara sahip olabilmek olduğunu söyledi.
Bilinçli üretilen sahte haberlerin yanında bilinçsizce üretilen fakat zarar verebilecek sahte haberler, eğlence amaçlı üretilen sahte haberler de bulunduğunu belirten Özkurt, sahte haberin, doğru habere oranla yayılımının daha hızlı olduğunun araştırmalarla ispatlandığına dikkat çekti.
Özkurt, Filistin’de yaşanan insanlık dramıyla ilgili, bile isteye yapılan yanlış ve taraflı haberlerin dezenformasyona ve yalan habere en iyi örnek olduğunu söyledi.
-"Medya okur yazarlığının eğitim sistemi içerisinde yer alması elzem"
Yaşanan süreçlerin medya okur yazarlığı ile dijital okuryazarlığın önemini bir kez daha gözler önünde serdiğini ifade eden Özkurt, medya okur yazarlığının eğitim sistemi içerisinde yer almasının elzem olduğunu vurguladı.
Özkurt şöyle konuştu:
“Hakikat Sonrası Çağ'da bilgiyi sorgulamamız ve en doğru bilgiyi veren taraf olma hali yeniden önem kazanmıştır. Bu yüzdendir ki, KKTC’nin varlığının önemli bir parçası olan Bayrak Radyo Televizyon Kurumu; gelişen ve değişen dünyadaki teknolojik gelişmeler ışığında, kamu yayıncılığı bilinci ve sorumluluğuyla yayınlarına devam etmektedir.”
Özkurt, kaliteli ve güçlü içerikleriyle Bayrak Radyo Televizyon Kurumu’nun , KKTC'nin en iyi şekilde tanıtılması ve sesinin yurt dışında doğru bir şekilde duyulması adına üzerine düşeni yerine getirmeye çalıştığını anlattı.
BRTK'nin doğruluk ve tarafsızlık ilkeleri ışığında, kamu yayıncılığı sorumluluğuyla ve kullanılan teknolojiler ve uydu yayınları sayesinde Kıbrıs Türkü’nün sesini dünyaya duyurduğunu dile getiren Özkurt, sempozyumun düzenlemesine destek veren Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu'na, Türkiye Cumhuriyeti Kalkınma ve İşbirliği Ofisi Koordinatörü Ömer Cihan'a, ev sahipliği için Kıbrıs Türk Girişimci Kadınlar Derneği Başkanı İçim Çağıner Kavuklu'ya teşekkürlerini sundu.
-Feyzioğlu
TC Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu konuşmasına, Ayvasıl köyünde yaşanan katlima değinerek, Kıbrıslı Türklerin hakikatinin, toplu mezarlara gömülen 10 yaşındaki Ayşecik, onun 80 yaşlarındaki dedesi ve onlar gibi vahşice katledilen masum Kıbrıslı Türkler olduğunu söyledi.
Feyzioğlu konuşmasına şöyle devam etti:
“EOKA’cılar köye Rum liderlerin tam koruması altında geldiler, köyde buldukları herkesi topladılar Ayşe’yi de aldılar bir traktörün arkasına bağladılar, 10 yaşındaydı dedesi 80 yaşında kilometrelerce sürüklediler, gömecekleri yer götürdüler. Önce ayakta kalmayı başaran erkeklere çukur kazdırdılar. Ayşecik kazamamıştır, beklemiştir. Şanslı olanlar çukura düştüklerinde can verdi, şanssız olanlar canlı canlı üzerine toprak dökülerek katledildi. Hakikat sonrası gerçekliği bilmem ama hakikati biliyorum işte bu Kıbrıs adasının hakikatidir.”
BRT’nin yaşamının başında katledilen Ayşeciklerin, kendilerini savunacak tüm silahları elinden alınarak katledilen Kıbrıslı Türklerin ve bu hakikatin sesi olduğunu dile getiren Feyzioğlu, BRT’nin Kıbrıs Türkü’nün en çaresiz hissettiği anda , Doktor Fazıl Küçük liderliğinde küçük bir garajda birkaç aküyle direnişi örgütleyen ses olduğunu vurguladı.
”Diyorlar ki, 21. yüzyıldayız, AB ve BM var...O gün de müesses dedikleri nizam vardı ve o müesses nizam Ayşecik diri diri mezara gömülürken, Kıbrıs Türkü yok edilirken , bugün Gazze’de yaptığı gibi kördü sağırdı. Çünkü kendilerinden olanlar insandı, olmayanlar sadece sayıydı , insan değildi İşte Kıbrıs gerçeği budur” diyen Feyzioğlu, Kıbrıs Türkü’nün Anavatanı , Türkiye’si ve Kıbrıs Türkü’nün köklerinden , genlerinden gelen o eşsiz direnme gücü olduğunu, BRT’nin de işte bu gerçeğin sesi olduğunu kaydetti.
“Ayşeciğin sesidir hep var olacaktır. Kıbrıs Türkü, onun bağımsız egemen devleti Ayşecik için hep, hep var olacaktır “diyen Feyzioğlu, Türkiye Cumhuriyeti ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın her zaman Kıbrıs Türkü’nün yanında olacağını vurguladı.
Feyzioğlu konuşmasının sonunda, Doktor Fazıl Küçük, Rauf Raif Denktaş, katledilen masum Kıbrıslı Türkeleri ve şehitleri rahmetle anarak, Kıbrıslı Türklerin bir daha asla o günleri yaşamayacağını söyledi.
-Tatar
Sempozyumun son açılış konuşmasını yapan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da, Ayvasıl şehitlerini anma törenine katıldığı için geç geldiğini belirterek, Mecliste bütçe görüşmelerinin son günü nedeniyle Cumhuriyet Meclisi Başkanı Zorlu Töre ve Başbakan Üstel’in sempozyuma katılamadığını, Töre ve Başbakan Üstel’in selamlarını getirdiğini söyledi.
BRT’nin 60. yıl dönümünü kutlayan Cumhurbaşkanı Tatar, BRT’nin kuruluşuna katkı koyan ve bugün hayatını kaybetmiş herkese Allah’tan rahmet, hayatta olanlar sağlık diledi.
Kıbrıs Türkü'nün sesi olarak imkansızlıklar içinde bir garajda yayın hayatına başlayarak, çok kısıtlı bir alana sesini duyurabilen Bayrak Radyosu’nun yayınlarının yıllar içinde daha geniş bir coğrafyaya yayıldığını ve daha sonra uydu ve WEB ve internet aracılığıyla dünyaya açıldığını kaydetti.
Bu imkanlara sahip olabilmenin önemine işaret eden Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, şimdi ise içerik zamanı olduğunu, BRTK’nın altyapısının geliştirilmesi, teknolojiyi süratle yakalayabilmesinin önemini vurguladı.
Ambargoların aşılarak Kıbrıs Türk halkının sesini bütün dünyaya duyurabilmesinin mutluluğu içinde olunması gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Tatar, “Burada bir hakikat var. Bir KKTC gerçeği var. Burada ayrı bir halk var, dini kültürü bağımsız ve özgür bir Kıbrıs Türk devleti var. Artık KKTC’nin sesi dünyanın her yerine gidebiliyor” dedi.
Gerçeğe ve teknolojiye bağlı olarak birtakım gelişmeleri benimseyerek, bir takım eğitimlerin alınmasının önemine işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, artık BRT mutfağından çıkıp özel yayınlarla Kıbrıs Türkü'nün sesini dünyaya duyuran farklı merciler de olduğuna işaret etti.
WEB sitelerindeki TV yayınları için de lisanslar dağıtıldığını, İnternet ve WEB’ten yapılan yayınlara bakıldığında bunun büyük bir başarı olduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Tatar, “BRT ile 60 yıl önce bu yola girilirken, kimse bugünün hakikatini bilemezdi. Hala diz çökertilmeye çalışılan bu devletin, bu kadar zengin yayın içeriğiyle dünyaya sesini duyurabileceğini kimse bilemezdi” dedi.
Yıkıcı yayınların denetlenmesi gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, kamu yayıncılığı ve BRT’de özgürlük ve demokrasi anlayışına göre herkesin sesinin çıkabildiğini söyledi.
Kendi çocukluğunda televizyonu ne zaman açsa Makarios’u gördüğünü, sadece üç haftada bir cuma günleri televizyonda bir Türk filmi oynatıldığını anımsatan Cumhurbaşkanı Tatar, KKTC’nin bugünkü yayıncılık anlayışıyla kendi insanına verebildiği hak ve nimetlerin önemine dikkat çekti.
Yıkıcı yayınların denetlenmesi gerektiğini yineleyen Cumhurbaşkanı Tatar, “Her devlet kendinin korumakla mükelleftir. Yıpratıcı yayınlar bana göre doğru değildir” dedi.
60. yıl dönümünde büyük bir başarıya imza atan BRT’yi yeninden kutlayan Cumhurbaşkanı Tatar, BRTK’nin yeni format içerik ve yayınlarla çok daha güzel günlere gelebilmesi temennisinde bulundu.
Dünyanın her yerine seslerini duyurmak, daha hızlı ve her noktada cep telefonu, radyo dahil iletişimi sağlamanın en büyük temennileri olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, altyapı yatırımlarına verdikleri önemi ve yapılan çalışmaları anlattı.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, 21-25 Şehitler Haftasını yad ederek, şehit olanlara Allahtan rahmet, gazilere sağlık ve esenlikler diledi.
Açılış konuşmalarının ardından panellere geçildi.