Otuzlu.kırklı,ellili yıllarda Kıbrıs İngilterenin müstemlekesi idi.Yani Kıbrısı İngiltereyi temsilen bir Ingiliz valisi yönetiyordu.Kanunları İngiltete koyar ve yürürlüğe girerdi.
Kıbrısda kullanılan para birimi sterlin muadili liraydı. Kıbrısta kullanılan paranın küçükten büyüğe sıralaması aşağıdaki gibiydi:On para,yirmi para,bir kuruş ..bu paralar madeni idi. Ve yapısında bakır ağırlığı vardı.
Hatta o devirlere kuruşa bakır da derlerdi halk arasında. Bir bakır ,iki bakır, üç bakır gibi..
On kuruş bir şilin idi.Yarım şilinde vardı bunlar gümüş veya nikel renginde idi.Yarım şilin beş kuruş,bir şilin on kuruş ederinde idi..Sonra beş şilin değerinde ve on şilin değerinde ve yirmi şilin değerinde kağıt para vardı.En değerli para beş lira idi.Bunlar da kağıt paralardı.
İşte sömürge idaresi devrinde Kıbrıs halkının kullandığı paralar bunlardı. Ikinci dünya savaşı döneminde para pul olmuştu.Para basımı aksadığından insanlar para yerine pul kullanarak alış veriş yapıyorlardı.
Siyasi Yaşamızla İlgili
Halkımızın çeşitli çevrelerinde siyaset oldukça itibarını kaybetmiş bir eyilim gibi gösterilmektedir.
Umduklarını bulamayan çoğu insanlar nerdeyse yaşamlarında siyasetten uzak durulmasını tercih etmişler ve olumsuz tutumu birbirlerine telkin etmektedirler. Orta ve alt sınıfların insanları büyük çoğunlukla siyaseti iş bulan,aş bulan imtiyazlı bir kurum ,siyasi makamları da
bu kurumun en etkin kişileri gibi görüyorlardı.Bu nedenle iktidara uzanan siyasi partiler için populizm yegane geçerli bir propaganda iişlevi olarak benimsenmiştir. Sol partiler özellikle muhalefette bulundukları dönemlerde inandıkları sol görüşleri doğrultusunda halka daha fazla özgürlük ve daha fazla eşitlik sağlama hususlarında vaatlerde bulunarak siyasi yaşamalaını sürdürmekteler ..Ve bunun paralelinde iktidarın vadettikleri icraatı eleştirmektedirler.Hala ülkemiz demokrasisinde siyaset ayni görünümde yerinde duruyor.
Ne var ki işler her zaman aynı istikrarda yürümüyor. İktidarların ellerindeki iş ve aş sağlama olanakları oranında siyasi prestij
sağlıyabildikleri bir gerçektir. İktidarlarını huzurla bu tarzda sürdürebilecekleriné inanıyorlar..Bir de mevcut sistemde iktidar partilerinin çevrelerinde sınıf atlama ve sosyal , siyasal itibar elde etme çabasında olan çevrelerden bazıları bu umutlarını gerçekleştirirken bunların çoğunluğu da umduklarını bulamadıkları nedeniyle destekledikleri partilerine sırt çevirmektedirler..Bu da irdelenmesi gerekli olan bir gerçekliktir. Ama artık günümüzde siysetin itibarını simgeleyen siyah Mersedeslere olan halkın ilgisi son derece zayıflamıştır. Bu da partilerin az da olsa bu nedenle kan kaybetmelerini artırmaktadır.
Ancak bu kan kaybının en önemli nedeni ekonomik krizdir.Halen kullandığımız paranın hızla değer kaybetmesiyle ülkemizde enfilasyon bunalımı yaşanmaktadır.
Tabiyatıyla enfilasyon paranın değeri ile ilintili olduğu için iktidar cephesi bu gerçeğin arkasına saklanarak sorumluluğu kendilerinden uzak tutup
Iktidarda kalma şanslarını devam ettirmeyi geçerli bir politika yöntemi olarak benimseyip siyasi yaşamlarını sürdürmektedirler.
Çünkü ülkemezin siyasetinde en geçerli propaganda yöntemi olan popülızm günümüzde geçerliliğini büyük oranda kaybetmiştir ...
Siyasi makam sahipleri de aynı oranda siyasi itibarlarının asgari seviyeye indiğini farketmektedirler... Artık siyasi makam sahiplerinin kapıları daha az çalınıyor. Bakanlıklarda bakanla görüşmek için kuyruğa girenlerin oranı gittikçe azalıyor. Bu gerçekler ışığında siyasetin revizyonu zamanın geldiği hatta geçmekte olduğunu düşünüyorum.
Tabii yazımın sınırlılığı nedeniyle siyasetimizle ilgili gözlem ve düşüncelerimi mümkün olduğunca özetlemekle yetindim. Bu konununun bililimsel metot ve yöntemlerle araştırılması geleceğimiz bakımından bence bir zorunluluktur. Aksi halde ülkemizde siyaset yoksulluğu gittikçe artacaktır.