Neymiş, eski UBP lideri ve Başbakan İrsen Küçük Cumhurbaşkanlığına aday olacakmış.
Aday olacakmış ama, kazanma iddiası da yokmuş!
E, peki niye aday olmuş?
Anlatıldığına göre İ. Küçük, sırf UBP ve sağ oyların önemli bir kısmının Eroğlu’na gitmesini önleyecekmiş!
Malum, İrsen Küçük Başbakanlığı döneminde Eroğlu ile tabiri caizse adeta “ kanlı bıçaklı” olmuşlardı... UBP kurultayındaki Küçük – Kaşif arasındaki başkanlık yarışında ülke siaysetinde yaşananları sanırım tekrarlamaya gerek yok.
Gerginlik kamu oyunda öyle bir rahatsızlık yaratmıştı ki İrsen Küçük o günlerde Eroğlu’nun adını bile ağzına almaktan kaçınmış, ondan “Saray’da” ya da “o makamda oturan kişi” diye söz eder olmuştu...
Aradan o kadar uzun zaman geçti ki biz de sanıyorduk iki siyasetçi arasındaki o gergin günler sona erdi ve sulh sağlandı!... Ama nerde...
Seçim borusu ötmeden rekabet ve intikam fırtınası esmeye başladı bile!...
İrsen Bey, aday olur mu olmaz mı henüz belli değil ama, öyle sanıyorum ki, bu seçim iki siyasetçi arasında yenib ir hesaplaşma arenasına dönüşebilir ve Eroğlu rakiplerinden çok İrsen Beyle uğraşmak zorunda kalabilir!...
Ancak, UBP bünyesi içinde kalarak İrsen Bey ister aday olarak, ister kişisel propaganda faaliyetlerinde bulunarak Eroğlu aleyhinde ne kadar ve ne derece etkili olabilir bu partinin disiplin mekanizmasının sağlıklı işleyip işlememesi ile ilgili bir durum....
Belli kesimlerden “İ. Küçük aday olacak” sesleri yükselmesine yükseliyor ama, İrsen beyin böyle bir adaylığı UBP’den istifa ederek kerçekleştirmeye ne kadar güç ve cesareti var bu ayrı bir sorun....
İrsen Bey cephesinde tablo bu durumda iken ne olur?
Farzedelim ki, UBP Eroğlu’na destek olurken, İrsen Bey de bağımsız olarak adaylığını kopyar...
Dedik ya, amaç Eroğlu’nun önünü kesmek ise bundan başka yapılacak birşey olamaz...
Bu durumda, UBP de halen canlı bir hücre olarak var olan “İrsen’ciler” elbette seçimi kazandıracak bir güç olamazlar ama, Eroğlu’na UBP’den gelecek desteği oldukça büyük zaafiyete uğratırlar...
Böyle bir sonuç, İrsen Bey’e hırsını tatmin etmekten başka birşey elbette kazandırmaz ama, Eroğlu’nu da 2. tura bırakır...
Eroğlu’nun ikinci tur rakibi ise Özersay mı, Siber mi yoksa Akıncı mı olur şimdiden kesitmek zor...
Ama zaten nabız; KKTC’nin artık Cumhurbaşkanı diye müzakere memuru değil, devlet işleri ile uğraşacak bir siyasi lidere ihtiyaç olduğu yolundadır...
Umarım tüm adaylar atan bu nabzı iyi tutarak seçmen karşısında buna göre vizyon ortaya koyarlar...
Çünkü, millete artık 50 yıllık Kıbrıs masallarını dinlemekten ikrahlık geldi...
İyi ki bu seçim halkın bu doğrultudaki beklentilerine karşılık verebilecek birikim ve hassasiyete sahip adayların yarışı ile geçecek...
Böyle olunca da modası geçmiş seçim entrikaları ve kişisel intikam hırsı ile demokrasi meydanlarını sen – ben kavgasına dönüştürerek bulandırma girişimlerine prim verilmeyecek...
Hem zaten cevizcinin çuvalından seçim kazanıp makam işgal ederek KKTC’de iktidarcılık oynamak artık hatıralarda kaldı...
Hatırıları ile başbaşa yaşamakda olan siyasetçileri ise vatandaş zaten izlemeye devam etmektedir...
Artık ne KKTC 20 yıl önceki KKTC’dir, ne de 20-30 yıl önce salt günlük işleri ve çıkarları için körü körüne parti veya siyasetçi peşinde koşan seçmen!!!...
Bütün bunların tam olmasa bile değişim sürecinde olduğunun idraki içinde olabilen adaylarveya adaylık düşünenler, elbette bu gerçeği iyi hesaplamak durumundadırlar. Yoksa yenilgi korkunç olur!
İrsen Küçük, Başbakanlığı döneminde arka arkaya yaptığı hataları yapmamış ve hem UBP’ye hem de KKTC halkına ağır bedeller ödetmemiş olsaydı bugün Eroğlu karşısında en güçlü rakip olarak aday çıkacaktı.
Ama, bu şansı bozuk para gibi harcadı..
İrsen Bey 40 yıllık siyasi kariyerinin semeresini görmeden hatıraları ile yaşamak için bir köşeye çekilmek zorunda kaldı! ..
Bunu artık hiçbir güç değiştiremez...
Sayın Küçük, hani derler ya “eli ile yaptı, boynu ile ödemektedir”...
Doğrusu çok yazık oldu...