Emperyalist ülkelerin en acımasız, insafsız, vicdansız bir oyunudur bu. Asırlardır oynanır. İlk önce bir yüksek rütbeli İngiliz siyasetçiden duymuştum bu sözleri. Yine son olarak Süriye konusunda ayni senaryo dile getirilmiş ve güya O ülkeyi DEMOKRATİKLEŞTİRECEKLERMİŞ... ve Uluslar arası tanınmışlık kazanacaklarmıış...Birinci Cihan savaşı sonrası İtilaf devletleri 
yenilmiş devletlerle ayrı ayrı barış antlaşmaları yapmışlardı. Ancak Osmanlı devleti ile barış imzalamaya yanaşmıyorlardı. Onlar hazırlayacakları barış şartlarını Osmanlının kabul edeceğinden emindiler. Fakat mütarekeden sonra, aradan geçen iki sene içinde, Türk Kurtuluş savaşı Mustafa Kemal ( Atatürt ) ün öncülüğünde başlamış. Türk Milleti yedisinden yetmişine kadar ayaklanmıştı...
Padişah Abdülhamit, sadrazam Tevfik paşayı 22 Nisan 1920 Paris’de ki barış konferansına gönderdi. 30 Nisan da Mustafa jKemal paşa Ankara da yeni bir hükümet kurmuş ve Dünya’ya ilan edmişti. Tevfik Paşa’ya barış şartları bi1dirildiği zaman: "Barış şartları bağımsız bir devlet kavramı ile bağdaşamaz!" diyerek görüşmelere girmedi. Ve Paris’i terk etti.
Bunun üzerine padişah EVET kontenjanını ( Damat Ferid paşa, Hadi paşa, Rıza Tevfik ve Reşat Halis) Sevr’a gönderdi. Osmanlının son olarak yaptığı bu antlaşma SEVR ANTLAŞMASI OLARAK ANILIR. 10 AĞUSTOS 1920. Bu antlaşma,O muhteşem Osmanlı devrin kapanması anlamına gelmişti.
 İtilaf Devletleri  İngilizler, Fransızlar, İtalyanlar, Yunanlılar ve devlet dahi olmayan Ermeniler Anadoluyu işgal ettiler.
Mustafa Kemal Misakı- Milli meclisinde ,yemin ederek,( Türk topraklarının parçalanmasına müsaade etmeyeceğini dünyaya ilan etti). Bu münasebetle Mustafa Kemal 
( İdamımıza hükmeden düşmanlarımıza karşı daha azimkarane ve daha kuvvetli mukavemet çarelerini düşünmek gerektiğini işaret etti ve bu antlaşmayı tanımıyacağını Vatanın düşmandan temizlene kadar mücadele edeceğini söyledi.
 Harita Osmanlının nasıl paylaşıldığının haritasıdır. Galip İtilaf devletleri Sevr ‘da almışlar ellerine kalemi ve istedikleri gibi kendi arzu ve emellerine hizmet edecek şekilde Osmanlıyı parçaladılar. Öyle ki bütün gas ve petrol yatakları onların elinde kalmış, ancak sonraları bu bölgelerin kendi hükümranlıklarında kaldığı müddetce aşırı maliyete mal olacağından EKONOMİK stratejilerini devreye sokarak ortaklıklarla bölgeyi daha da bölmüşlerdir. DIVIDE & RULE  Böl ve Yönet stratejisi çok iyi çalışmıştır. Ancak Saddam’ın kontrolden çıkması nedeni ile planlar değişmiş İSRAİL’i korumak için yeni stratejik planlar hazırlanmıştır. Bölgede en güçlü Arab ülkelerinden biri olan Süriye şimdi tam anlamıyle Emperyalist güçler tarafından bölünmüş ve Orta Doğu yeniden şekillendirilmeye kalkışılmıştır.
Bu şekillendirme dedikleri şey o kadar acımasız, insafsız, vicdansız bir olaydır ki. Milyonlarca insan öldürülmüş, evsiz yersiz, Vatansız bırakılmış hiç umurlarında değil...
TÜRKİYE HİÇ BU KONULARIN İÇİNDE OLMAMASINA RAĞMEN EN BÜYÜK BEDELİ ÖDEYEN ÜLKE OLMUŞTUR. FETO DARBESİ İLE OYNAN SON OYUN, TÜRK MİLLETİNİN AZMİ VE KARARLI DURUŞU İLE, DEMOKRASİSİ İNANÇLARI VE İNSAN SEVGİSİ İLE KAZANMIŞ VE BU OYUN BOZULMUŞTUR... 
20. YÜZ YILDA 2 Cihan Savaşı yaşanmış, bunun neticesinde, milyorlarca insan ölmüş , yaşadıkları Vatanları yerle bir edilmiştir... Bunları yeniden inşası, Avrupa’da yıllar almış, ancak  bugün artık dıştan gelen işçilere ihtiyaç kalmamıştır. Avrupa yabancı işçi açısından artık doyum sağlamış durumda...
O zaman kapitalist çevrelerin yeni alanlar açması ve doyum sağlamayan para ihtiraslarının tatmini gerekmektedir. Savaşların Orta Doğu da ve Arab ülkelerinde başlatılmasının ve desteklenmesinin nedenlerinden biri budur.
Peki bizimle bunun ilgisi ne diye soracaksınız ? İlgisi şu.
 BİZ  HALİ HAZIRDA KIBRISI  FEDERAL BİR CUMHURİYET ALTINDA BİRLEŞTİRMEK İÇİN İYİ NİYETLE  ÇABA HARCIYORUZ.
1963 de gasp edilen haklarımızı istiyoruz. Dönüşümlü başakanlık, siyasi eşitlik ve Can güvenliğimizin garantisini istiyoruz.
Ne Yunanistan’ın , ne başka bir ülkenin, ne de Papazların, Ada’da Teror şebekesi kurarak bizleri rahatsız etmesini istemiyoruz. 
YUNANISTANIN ve RUM HÜKÜMETİNİN BU KONU DA SİCİLLERİ  KAP KARA OLAMASINA RAĞMEN  ( Bir tek Türkün cinayetinin failini dahi bulamayan bir hükümete güvenmemiz isteniyor ) SÜT DEN ÇIKMIŞ AK KAŞIK GİBİ SÜREKLİ HEM BİZİ HEM KENDİLERİNİ MUTLAK ÖLÜMDEN KURTARAN TÜRKİYE’YE AKIL ALMAZ SUÇLAMALAR GETİRİYORLAR...
Diğer tarafdan Sayın Anastasides ZAFER ilan ediyor. Ne imiş efendim ilk defa Türkiye ile Cenevre de masaya gelmişler ve ilk defa Garantiler konusu konuşulmaya başlamış. Bu da Türk askerinin ( İşgal kuvvetlerinin ) Ada’dan gitmesini sağlıyacak, başlangıçmış.
ALMIŞLAR ELLERİNE KALEMİ DURMADAN HARİTA ÇİZİYORLAR...  YOK EFENDİM 29.2 İMİŞ YOK 28.2 İMİŞ. EFENDİM 30 YIL ÖNCE RAHMETLİ DENKTAŞ BEY BUNU KABUL ETMİŞ ve MECLİSDE KABUL ETMİŞ...
İyi güzel de 30 yıl önce Denktaş beye ağza alınmıyacak küfürler eden, sizler değilmiydiniz ? Nasıl oldu da şimdi onun söylediği ve o gün kü koşullarda tam olarak bir harita ortaya çıkmadan, neyi kabul ettiniz. Şimdi Eeeh işte O gün kabul edildi şimdi de kabul edeceksiniz diye bir emri vaki, hiç de Kıbrıslı Türkler tarafından kabul edilebilecek bir mazeret değildir. Zaten Halkımız orta da dolaşan haritaların hiçbirini kabul etmez. Nedeni çok basit ... Geçen 30 yıl zarfında KKTC hükümetine güvenerek kendilerine verilen koçanların taahütünde insanlarımız ev, yer yapmış iş alanları açmıştır. Çocukları doğmuş 30 yaşına gelmiş oraları yeri yurdu bilmiştir.
HARİTA KONUSU ÇOK AÇIK ve NET MECLİS’DE , BU DEFA AÇIK OTURUMDA TARTIŞILMALIYDI. MECLİSİ HİÇE SAYMAK, HÜKÜMET AZINLIK HÜKÜMETİDİR, MUHALEFET SESSİZDİR, BEN KARAR ALIRIM BEN YAPARIM DEMEK, DEMOKRASİ İLE BAĞDAŞMAZ...
HALKIMIZIN HARİTA KONUSUNDA ACİLEN BİLGİLENDİRİLMESİ ELZEMDİR. MAĞDURİYET YAŞAYACAK   İNSANIMIZIN BUNA HAKKI VARDIR. MAĞDURİYETLERİN SOMUT BİR ŞEKİLDE NASIL GİDERİLECEĞİ EN ÖNEMLİ KONULARDAN BİRİDİR. MECLİS BUNUN İÇİN VARDIR HALKI TEMSİL EDENLER ,HALKI AYDINLATMAKLA YÜKÜMLÜDÜRLER... ORTAYA EMRİ VAKİLER ATARAK İŞTE 30 YIL ÖNCE ŞU,ŞU KABUL EDİLMİŞTİ, ONUN İÇİN SİZ KABULLENMEK MECBURİYETİNDESİNİZ DEMEK, HALKI HİÇE SAYMAKTIR.
7 yaşındaki çocuk bile Nufusumuzun 220 bin olmadığını biliyor. Sizlere verilen bilgiler çok çarpık ve Nufusumuzun gerçeğini yansıtmayan  verilerdir. Tıpkı hayat pahalılığı oranları gibi. Halkımız zamlar altında eziliyor ve maalesef hiçbir tedbir yok. Elektrik, Gas, Cep telefonları, Akaryakıt, Kiralar... hep can yakıyor.
İŞTE BU AHVALDE DE-ORGANIZE TO  ORGANIZE  OYUNU  MASADA BÜTÜN ÇIPLAKLIĞI İLE ÖNÜMÜZE ÇIKIYOR. BİZ  NE İSTEMİYORUZ  İKİNCİ BİR SEVR ANTLAŞMASI.
HALA ADİL BİR ÇÖZÜM KONUSUNDA AZ  DA OLSA İYİ NİYETİMİZİ KORUYORUZ. SAYIN EIDE GİBİ... ZAVALLI O DA RUMLAR TARAFINDAN TIPKI  DİĞER BM TEMSİLCİLERİ GİBİ PERSON NON GRATIA İLAN EDİLMEK ÜZERE.