Gaziveran ya da Serdarlı, herhangi bir köyünü veya KKTC nin, hayal ediyorum.
O köyde kaç çocuğun yaşadığını hiç önemsemeden ilkokulu olmalı, 3 öğrencisi bile olsa.
Veteriner lojmanı olmalı ve veteriner orda yaşamalı, ziraat mühendisi gibi, veteriner ,köydeki tüm hayvanları bire bir tanıyıp sevmeli ve zaten bir veteriner hayvanları sevmiyorsa diplomasını yırtıp, buz dolabı acentacılığı yapmalı ya da bet ofis ofis boyluğu, ofice girl lığı.
Köyün toprak kalitesini, hangi tarlanın kimin olduğunu, kimin bakla, kimin boğrulce ektiğini bilen ve toprağını, suyunu köyün sürekli inceleyip tahliller yaptıran, hangi ağacın kaç yaşında olduğunu, iyi bakılırsa ne kadar ürün verebileceğini bilen bir ziraat mühendisinin varlığı, sürekli varlığı bir köy için ne demek bir düşünün.
Pratisyen de olsa her köyde bir hekimin 24 saat hızmete hazır ve köylüleri ile iç içe yaşamasının nasıl bir moral değer olduğunu bilmeli değil miyiz.
Avuç içi kadar bir ülkecikte yaşayıp Fransa da yaşar gibi yapmaktan vaz geçme zamanımız geldi, geçti ve uykumuzdan uyanma niyetimiz sanki de yok.
Hayvancıların !! nümayişlerinde, bir hayvancı ekranlara şöyle ağlıyordu oğluşunu gösterip. Oğluş dediğim de 23 yaşında ha. Aha bu benim oğlum üniversitenin İngilizce öğretmenliği bölümünü bitirdi ve devlet buna iş vermiyor. Gülmekle ağlamak arasında seyrederken ben, televizyondaki canlı yayını, oğluş söze girdi ve – evet dedi, üniversiteyi bitirdim ve devlet bana iş vermedi.
Bekledim gazteeci, ineklere İngilizce dersi vermek için mi İngilizce öğretmenliği okudun. Bu kadar ineğiniz varken niye hayvancılık, veterinerlik değil de İngilizce öğretmenliği okudun sorsun diye. Sormadı.
Niye mi düşünmüyor baba, ata mesleğini, e çünkü memurluk beleş para.
Ve zaten hayvancı, rençber dediklerimizin çoğu da hem rençber hem memur değil mi..
Bu nasıl iş diye sormak, kendi kendimize sormak vakti gelmedi mi daha.
Veterinerler niye şehirlerde istihdam ediliyor, yoksa farkında değiller mi onlar ve devlet, hükümet, hayvanların köylerde olduğundan, yoksa hayvan diye pet shop canlılarını mı anlıyoruz.
Ağaçlar ovalarda dağlarda, tarlalarda ziraat mühendisleri nerde.
Muhtarlığa ilkokuldan fazla değildir hiçbir köyün ihtiyacı.
Ve her çocuk ilkokula doğduğu köyde gitme hakkı ile doğar dünyaya.
Siyaset insanı doğduğu yerde huzur içinde yaşatmak değil mi.