Tanrıyı mı arıyorsunuz.
Güzeli iyiyi doğruyu mu arıyorsunuz.
Dinde arar kimi ve bulduğunu sanır.
Kimi de sağda solda ideolojilerde.
İçiniz komunist değilse dışınızdan komunist olmanızın çok da sonuç vermediği görülmüştür SSCB de Çin de.
İçinde tanrı olmayanların dinciliğine de örnek olarak Vatikan’dan Suudi Arabistan’a, Hindistan’dan Los Angeles’e kadar yığınla örnek vardır.
İçinde konu komşu, eş dost, akraba köylü sevgisi olmayanın, canım güzelim kıymetlim kardeşim dostum diye başlayıp bitirmesi, cümleyi kelâm haline getirmez.
Söz ağızdan kolayca çıkar ve fakat hakikati işaret eder, anlatır manasını mı arar ona bakmalı.
Dokuz düşün bir konuş derken atalar elbette ki, düşünmenin araştırmak bilmekle olası olduğunu sezmişlerdi ve bu sezgilerini bir defa araştırma yetmez babında dokuzladılar.
İyice düşünmek için iyiceden fazla aramak, araştırmak ve bildikten kelli dokuz defa da aklın, vicdanın, onurun erdemin imbiğinden geçir sonra..
Sonra de ki kıymeti harbiyesi olsun.
Ne Aristo’yu, ne İsa’yı Musa’yı Muhammed’i hatim etmek ne de Marx Lenin’i ezber edip sloganlaştırmak hakikatin ve güzel günlerin bulunabilmesinde işe yarar, eğer var olduğunu iddia ettiğiniz şey-şeyler içinizde yoksa.
Ne varsa iyiye güzele dair içinizde yoksa boşuna aramayın dışınızda da yoktur.
Elbette yukarda sıraladığımız isimlerin düşüncelerini dediklerini okuyup, öğrenip bileceksiniz ve fakat öğrendiğiniz şeyi-şeyleri içselleştirip de benliğinizi-nefsinizi eğitmez-terbiye etmez iseniz boşuna malûmat furuş olursunuz ki, içiniz başka der eylerken, dışınız slogan sıkar havaya.
Safları bozmaylım ne camide ne mitingte ve imamın, komsomolun başbuğun ağzına bakalım, sloganı o sıksın da biz tarrakalayalım derseniz işte bu günkü hali sağın solun, Hristiyan Müslüman, Budist newage ve benzerlerinin hazin hali.
Marx yaşadığı çağın, Lenin yaşadığı ülkenin, İsa Musa Muhammed de binyıllar öncesinin devrimcileri idiler.
Günün ve ülkenin devrimcisi olmak için içinizdeki bencili devirmeniz ve kişiliğinizi iyiden güzelden yana evirmeniz boyun borcunuzdur