E pluribus unum, Latince.
Çokluktan, birliğe. Türkçe meali.
Bu bir slogan, paraların üzerine basılan cinsten.
Federal bir yönetimin, parça oluşturucularına “yekpare gücün” hatırlatıcısı!
Pozitif söylevin, toplum mühendisliğine yansıtılan iki kelimesi:
“Çoktan, tek.”
Avrupa Birliği, Asya Paktı, G-8, G-20, İslam İşbirliği Teşkilatı... “E pluribus unum”. Çoğulcu katılım ile tek çatı.
Çoğulcu iştirak.
Ortak, karar.
Teknolojisini, medeniyetini... Varoluş nedenini anlamlı bulan ve sorgulayan her mahallenin, toplumun, devletin, ulusun: kültürel değerleriyle, aidiyetleriyle, yasa ve kuralları ile, şiir ve edebiyatları ve müzik tınıları ile yürekten bağlı oldukları, güvende hissettikleri: “tutkal” vazifesi gören, birden fazla olma hali.
Birlikten güç doğuran felsefe,
Bir elin nesi var? Sorusunu sordurmaya neden olan düşünce biçimi.
Üç yüz spartalı ve Leonides.
Sivas Kongresi ve Atatürk.
Çoğulcu katılım ruhunun senkronize uyumu ile dans ettiği gök yüzündeki çalkantı, Sığırcık Kuşların yekpare görüntüsü.
Hiç biri, kendi için hareket etmedi, etmiyor!
Sığırcık Kuşları da,
Atatürk’te...
Bireysel menfaat ve çıkarların, kültürel değerleri yozlaştırdığı zamanlara denk geldik.
Su borusundan, silah yapıp. Köyünü savunmaya çalışan cemaatten. Su borusunu, haksız yere devletten isteyip, mahsül üretmeden, teşvik alan “topluma”!
Değişim her zaman iyi yönleri ile görülemeyebilir.
Dönüşüm bircik bircik, “haksız kazanç” elde edtmenin “mücadelesi” ülkü edinerek, gerçekleşebiliyormuş meğerse.
E pluribus unum. Çokta, tek!
Siyasetin, Lidere!
Liderin, cesarete!
Cesaretin, tek yürek olduğu “sıcak” günlerden geçiyoruz.