Eğitim Ve Öğretimde Öfke Ve Heyecan Kontrolü Ve Tedbirler

Çocukluk ve gençliğin eğitim ve öğretiminde heyecan ve öfke gibi duyguların eğitimi oldukça önemlidir.
Eğer bu marazi psikolojik semptomlar ırsi geçişle veya bir başka ifade ile doğumla ilgili değilse demek ki bu tür psiko sosyal semptomlar eğitim,öğretim ve en kötü olasılıkla psiko-sosyal müdahalelerle mümkün olduğu oranda düzeltilebilir.En kötü ihtimalle sosyal yaşam için zarar verici özellikleri minimuma indirgenebilir.
Aksi takdirde gerek heyecan, gerekse öfke kontrolsüzlüğü sosyal ilişkiler vetiresinde,
Özellikle örgün eğitim uygulamalarında gerek ilgili bireyler,gerekse o bireylerin mensup oldukları sosyal kurum ve /veya kuruluşları için oldukça üzücü sonuçlara neden olabilir.
Örneğin sosyal yaşamda öğrenme ve başarı adına kontrolden yoksunluğun ne kadar başarıyı aşağılara çektıği
deneyimlerle de saptanabilir.
Başka duygular için de aynı veya benzeri saptamalarda bulunabiliriz,Mesela fobiler...Marazi korkular.Öğrenim esnasında öğrencinin öğretmenden veya her hangi bir dersten korkutulması.Hatta tiksintiye yol açmaya neden olması.
Öfke sosyal yaşamda muazzam zararlara neden olur.Sosyal uyumsuzluğun en önemli nedenidir öfke.Oyunlarda öfke reaksiyonları.İnsanlar arası hizipleşmeler,farklılıklara tahammül edememek.Aşırı kıskançlıklar..Bunlar çoğu kez gerek bireylere ve gerekse de mensup oldukları kurumlara hayli zarar vermektedir.O halde başa dönmek gerekirse eğer otizm gibi heyecan bozuklukları ırsi değilse demek ki patolojik de değil ,eğitim ve öğretimle ilgilidir.Ve bu olumsuzlukların giderilmesi için yaygın ve örgün eğitim kurumlarına büyük görev ve sorumlululuklar düşmektedir .Bir İnsan Bilimleri uzmanı olarak ilgilileri bu hususlarda uyarmayı sosyal ve akademik bir görev bilirim.