Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, “Yabancılar konusunda kıllarını kıpırdatmıyorlar ve memleket altımızdan kayıp gidiyor. Memleketin değil bu arkadaşların bir an önce gitmesi gerekiyor. Toplum olarak sorumluluğumuz bu zihniyetten kurtulmaktır” ifadelerini kullandı. TV2020’de Özlem Çimendal’ın sorularını yanıtlayan CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, nüfus politikasının önemine işaret etti. “İddia edilen rakamlar azımsanamaz” Sabah Gazetesi’nde geçtiğimiz gün çıkan, “Yahudiler, KKTC’de 2 bine yakın şirket kurdu 25 bin dönüm arazi aldı” başlıklı haberle ilgili soruyu yanıtlayarak sözlerine başlayan Erhürman, iddia edilen rakamların azımsanacak rakamlar olmadığına işaret etti. CTP olarak iki yıldır bu konuları konuştuklarını hatırlatan Erhürman, “Başbakan” Ünal Üstel’e çağrıda bulundu ve “Sayın Üstel ‘Rum’a malzeme veriyorlar’ demişti. Şimdi de Sayın Ünal Üstel, kendi deyimiyle, Sabah Gazetesi’nin ‘Rum’a malzeme verdiğini’ söylesin” ifadelerini kullandı. Dünya basınında ülkemizle ilgili çıkan haberleri de hatırlatan Erhürman, “Sabah Gazetesi 380 bin nüfustan da bahsediyor. Sayın Tatar da 410 bin demişti. Sayın Üstel ‘biliyorum ama açıklayamam’ demişti. Sayın Dursun Oğuz ise ‘bilmiyorum’ demişti. Memleketin durumu bu” ifadelerini kullandı. Gerçekleştirilen satışların çoğunun sözleşmelerle yapıldığına işaret eden Erhürman, satışların yüzde 51’e yüzde 49 yerli-yabancı ortaklığıyla kurulan şirketler üzerinden yapıldığını vurgulayarak bunların yabancıya mülk satışı olarak görülmediğini belirtti.

“Nüfusun 410 bin falan olmadığı, her halinden belli”
Dün Karpaz bölgesini ziyaret ettiğini söyleyen Erhürman, köylerde konuşulan bir numaralı gündem maddesinin, mülk satışı olduğuna dikkat çekti. İnsanların mallarını satmaktan çok mutlu olmadığını dile getiren Erhürman, ekonomik koşullardan dolayı insanların mallarını sattığını vurguladı. Dünya ve Türkiye basınında çıkan haberlerde yer alan ülkedeki yabancı nüfus rakamlarına da değinen Erhürman, “Bu rakamlar nüfusumuza kıyasla abur cubur rakamlar değildir. Bunların yanına ülkedeki yabancı öğrenciyi de, okumak için geleni de, okumayan nüfusu da, bu ülkede çalışma izniyle çalışanı da, kaçak olanları da ekleyeceksiniz” dedi. Yeni hapishanenin de dolup taştığını belirten Erhürman, nüfus planlamasının önemine işaret etti. “Nüfusun 410 bin falan olmadığı, her halinden belli” diyen Erhürman, niyet olması durumunda doğru projeksiyonla bir planlamanın yapılabileceğini vurguladı. “Asıl mesele, önümüzdeki 5 yıldaki nüfusun kaç olacağı” ifadelerini kullanan Erhürman, önümüzdeki 5 yılın nüfusunu öngörmeden kaç hastane kaç okul yapılması gerektiğinin bilinemeyeceğini belirtti.

“Sarayönü politikasıyla sorunlar halledilemez”
Erhürman, nüfus politikasının olmamasını eleştirdi. “Hükümetin” çalışma yaptığını söylediğini ama ortada hiçbir şeyin olmadığını kaydeden Erhürman, ana muhalefetle de hiçbir şeyin paylaşılmadığını ifade etti. “Sarayönü politikasıyla” sorunların halledilemeyeceğini vurgulayan Erhürman, “Sarayönü’nde ne konuşursak burada kalır zannediyorlar. Bu ülke yönetilmiyor” dedi. Memleketin, bu nüfusu kaldıramayacağına dikkat çeken Erhürman, alt yapının, sosyal-kültürel yapının, okulların bu nüfusu kaldıramayacağını vurguladı. Erhürman, “Mülkiyet denilen şey mülkiyetten ibaret değildir, egemenlikle ilgilidir” ifadelerini kullandı. Düzova’da 121 dönümün yabancı bir şirkete verilmesiyle ilgili de eleştirilerde bulunan Erhürman, İçişleri Bakanının da söz konusu şirketin ne yatırım yapacağını bilmediğini kaydetti. İnşaat sektörünü korumaya çalışanların açık bir şekilde kendileri olduğuna dikkat çeken Erhürman, ekonomide öngörülebilir olmayan hiçbir sektörün, sürdürülebilir olmadığını dile getirdi.

“Alım gücünün düşmesinin fiyatlar üzerinde hiçbir etkisi yok”
Düzenleme yapılarak sektörün sürdürülebilir hale getirilmesi gerektiğine vurgu yapan Erhürman, “Bu filmi Annan Planı’ndan sonra da gördük. Bu aymazlıkla inşaat sektörünü içine soktukları riskin farkında değiller” dedi. Nüfus konusunda adına hükümet diyen yapının, olayın ciddiyetinin farkında olmadığının altını çizen Erhürman, “Ana dili Türkçe olmayan çocuklara hazırlık sınıfı bile açamadın. Sabahtan öğlene kadar tek kelime anlamıyor çocuklar. O çocuk entegrasyonun içerisinde yer alamadığı için savrulabileceği yerler umurunda mı? Bütün bunları yan yana koyduğunuzda ciddi problemler yaşanıyor. Ekonomide yaşadığımız dalgalanma ve ülkedeki yoksullaşma da bu konularla ilintilidir” dedi. Erhürman, “Bizim alım gücümüz düşerken nasıl olur da konut piyasasında arz atmaya, fiyatlar artmaya devam ediyor?” diye sordu ve “Talep yabancıdan geliyor. Kira piyasasında da yabancıdan, araba piyasasında da. Akaryakıt piyasasında da güneyden gelen. Markette de yabancıdan. Bizim alım gücümüzün düşmesinin fiyatlar üzerinde hiçbir etkisi yok. KKTC vatandaşı yok gibi davranıyor piyasa” ifadelerini kullandı.

İskele'de engelli birey ailelerine yönelik “Engelli İstihdam Destek Semineri” düzenlendi İskele'de engelli birey ailelerine yönelik “Engelli İstihdam Destek Semineri” düzenlendi

“Memleket altımızdan kayıp gidiyor”
Kıbrıs Türk halkının hem yoklaştığını hem de yoksullaştığını belirten Erhürman, verilen hasarın bir kısmının artık geri döndürülebilir olmadığını kaydetti. Söz konusu zihniyetin bir an önce gitmesi gerektiğine dikkat çeken Erhürman, kaldıkları her dakikanın memleketi büyük zarar verdiğinin altını çizdi. Yaşanan sorunların artık Kıbrıs Türk halkının var oluşunu tehdit ettiğine işaret eden Erhürman, hayat pahalılığıyla ilgili de konuştu. Asgari ücret masasının kurulduğunu anımsatan Erhürman, sendikanın çok haklı olarak yüzde 50 istediğini belirtti. İşverenler sendikası temsilcisinin yaptığı, “Afaki rakam açıklandı. Herkes fiyatlarına yansıtmaya başladı yüzde 48,5 oranına göre” açıklamalarını hatırlatan Tufan Erhürman, tüm kesimlerin doğru zamanda sesini çıkarması gerektiğine dikkat çekti. Tufan Erhürman, “Yabancılar konusunda kıllarını kıpırdatmıyorlar ve memleket altımızdan kayıp gidiyor. Memleketin değil bu arkadaşların bir an önce gitmesi gerekiyor. Toplum olarak sorumluluğumuz bu zihniyetten kurtulmaktır” ifadelerini kullandı.

Editör: Mehmet Kasimoglu