Sınavlar önemlidir.
Çocukluktan gençliğe doğru atılacak ilk adımlar da diyebileceğimiz yaşlarda yapılan kolej sınavları da önemlidir.
Ezbere yaşamanın bir kanıtı olan sloganlar vardır ve bunların başında da ‘‘ kolej sınavlarına hayır ’’ sloganı gelmektedir.
Bu sloganı savuranların neredeyse tamamı çocuklarını devletin klasik ortaokullarına liselerine göndermeyenlerdir.
Öğretmen sendikalarının kolej sınavlarına hayır demeleri ve bunu her yıl düzenli olarak tekrarlamaları üstünde durmaya değmez bir ciddiyetsizlik olmakla beraber, öğretmenlerin ve öğretmen sendikalarının eğitimi ne kadar önemsemediklerini de ele vermesi açısından ciddiyetle ele alınması gereken bir durumdur.
Kolejlere giriş sınavlarına hayır diyen öğretmenlerin ve sendikalarının öğretim yılı içerisinde bütün derslerden sınav yapan ve öğrencileri hakkında düşüncelerini bu sınavlarda alınan notlara göre saptadıkları kendilerinin dahi hayır diyemeyecekleri bir gerçekliktir. Bu tam anlamıyla bir tutarsızlıktır. Kendilerinin ders yılı içinde ölçme ve değerlendirme babında her dersten sınav yapıyor olmalarına ve bu sınavlara da ne teker teker öğretmenler olarak ve ne de tüm öğretmenlerin tüzel kişiliği olan meslek örgütü sendikaları ile karşı çıkmamalarına karşın bir üst okul ve hatta çocukluktan gençliğe doğru ilk adımların atılacağı okullara seçilerek girmelerine vesile olan sınavlara bıkmadan usanmadan ve fakat ille de ve mutlaka kendi evlatçıklarını bu sınava ille de sokuyor olmaları yıllardır yaşadığımız tutarsızlıklardan biridir.
Sınavlar önemlidir ve kolejler mutlaka yaşatılmalı girişleri de sınavla olmalıdır.
Keşke öğretmenlerin meslek örgütü olan sendikalar bütün okullarımızın kolej kalitesine getirilmesi yolunda ısrarcı talepleri ve mücadeleleri de olsaydı.
1951 doğumlu olan benim kuşağımın kendi çocukluklarını yanlış değerlendirmeleri sonucu olarak evlatlarımızın, ilkokul ortaokul ve lise sınavlarında olası başarısızlıklarına hoş görü kavramını yanlış yorumlayarak hoş görüymüş gibi yaparak nemelazımcı davranmaları ve çocuk genç insanların okula karşı derslere karşı sorumluluklarını yerine getirmemesinden başka hiçbir şekilde açıklanamayacak kırık not / kırıklarla dolu karneler getirmesine ‘‘ bir şey değil evlatçığım üzülme ’’ diye karşılık vermesi bir tepkisizliktir ve bu tepkisizlik karneden çok evlatçığa karşı tepkisizliktir.
( şimdi siz burada tepki sözcüğünden hareketle kötü bir şey söylediğime kanaat getirseniz de siz babalara takımınız gol attığında ortaya serdiğiniz ve hatta abarttığınız sevincin de bir tepki olduğunu ve siz annelere de pişirdiğiniz yemeğin çok güzel olduğu size söylendiğinde yaşadığınız memnuniyetin de bir tepki ve eğer fasulyenin dibini tutturmuş iseniz, yemeği yaktın hanım, anne denmesi karşısında üzülmeniz hatta kızmanızın da tepki olduğunu hatırlatarak geçiyorum )
Sınavlar önemlidir ve sınavda başarısız olan evlatçığa karşı sorumluluğunu yerine getirmediğini hatırlatmak gerekir. Bu gereklilik anne ve babalar tarafından evlatlarına söylenmeli anlatılmalıdır.
Evet sınavlar önemlidir ve tatiller de tatil olmalıdır.
Derslere okula karşı öğrenci olma sorumluluğunu yerine getiren evlatlara teşekkür ederken, sorumluluklarını önemsemeyen ve kırık not alan evlatlara sorumlulukları hatırlatılmalı ve bu hatırlatmadan sonra da tatil ve oyun haklarını tepe tepe kullanmaları sağlanmalıdır.
Evlatları el bebek gül bebek yetiştirmek haksızlıktır onlara.