Güney Kıbrıs’ta pek çok insanın kanına giren ve işlediği cinayeleri itiraf eden Kıbrıs Ordusu subayı Nikos Metaksas, bir ilke imza attı. Her halde Kıbrıs’ın “cinayetler” tarihinde bu caninin ismi yıllarca konuşulacak ve konuşulurken de, lanetlenecektir.
Değişik yaş ve milliyet gruplarından ona yakın insanı katledip, göletlere ve asitli sulara atan katilin itiraflarınden bazı ip uçları elde edilse de, hala daha kayıp olarak aranan nice masum insanın gerçek kimlikleri tespit edilemese de, kafalarda pek çok soru meydana gelmiştir.
Türk-Rum çatışmalarında yollardan toplanıp katledilen masum Türkleri katledenlerin bu katilden ne farkı vardır? Onlar toplu halde katlettiler masum insanları, Nikos Metaksas ise teker teker katletmiştir.
Bu tür cinayetlerin çok büyük ülkelerde meydana geldiğini çoğu kez gazetelerde okumuşuz. Hatta cinayetlerin türü de farklı oluyordu. Kimisi çok güzel kızları hedef alıyor, kimisi gelişme çağındaki gencecik kız çocuklarını, kimileri de erkek çocuklarını hedef alıyorlardı. Bu cinayetlerin bir kısmı cinayet romanlarına da konu olmuştur.
Bilmem farkında mısınız?
Nikos Metaksas ve onun gibi teker teker insanları katleden kişiler, gayet soğukkanlı olurlar ve vakti saati geldiğinde işledikleri cinayetleri tüyleri kıpırdamadan anlatırlar. Nikos da polise verdiği ifadede o soğukkanlılığını korumuş ve “içten pazarlıklı” görüntüsü ile sessiz bir arzu ile işlediği cinayetlerden büyük zevk aldığını belli etmiştir.
Rum tarafında hala daha bazı kayıpların olduğu düşünülürken, bu kez gözler KKTC’ye çevrildi. Zaman zaman kuzeyde de bazı insanlar kaybolmadı mı?
O bağlamda insanlar şu soruyu soruyor?
“Acaba Nikos Metaksas hem kuzeyde, hem güneyde kim bilir kaç kişiyi daha katletmiştir?”
Nikos Metaksas’ın deşifre olması ve polisin işe el koyması ile bunca cinayeti açıkladığına göre, bundan sonra daha da cinayetleri itiraf edeceğini düşünmek saflık olmaz herhalde.
Polis kayıtlarında kaç kişi kayıp olarak aranmaktadır?
Aranan kişi veya kişilerin milliyetleri nedir?
Yaşları ve cinsiyetleri nedir?
Nikos Anastasiadis’in geçmişinde var olan intikam alma veya yok etme arzusunda yatan etmenler, ta çocukluk yıllarına dayanmış olsa gerek. Ya ihanet, ya annesizlik-babasızlık, ya kendi ailesine karşı yapılan bir haksızlık, çok büyük fakirlik, çok büyük hakaret ve toplum dışına itiliş...
Bütün bunları bir psikolog ve sosyologla irdelediğimizde sanırım bir fotoğraf çıkacak ortaya.
Şu anda Rum polisinin üzerinde çalıştığı alan sadece kayıplar ve itiraf edilmeyen cinayetler mi?
Onun ötesinde Nikos’un psikolojik durumu ve sessiz isyanları var mı?
Bu tür cinayetlerde hep böyle olmuştur.
Katilin geçmişinde birşeyler aramak lazım.
Bu tür adamların askerliğe uygun olup olmadığını psikologlar zamanında tespit ederler. Nikos askere alınırken, onun psikolojik bozukluğunu araştırmadı mı psokologlar?
Nikos’un muhtelif defalar kuzeye geçişi de hayli kuzey insanlarımı da rahatsız etmiştir. Sadece Türkleri değil, zencileri de, Moldovyalıları da, bazı yabancı uyguklu hayat kadınlarını da, hatta adadaki İngilizleri de rahatsız etmiş olmalı.
Bu seri cinayetlerin davaları öyle birden bire kapatılacak davalar değildir. Öyle olmamalı. Çünkü baş ucumuzda ölüm saçan bir cani, insanları katletmek için ellerini kan kovasına sokmuş ve hedefini arıyor.
Bir zamanlar bir tiyatro eseri izlemiştim. Hatta filmi de vardı. O filmin adı, “Kötü Tohum”du.
Bir ailenin yetişme çağındaki kız çocuğunun işlediği cinayetler anlatılıyordu o eserde. Hatta en son annesini hedef almıştı.
Annenin başka bir erkekle birlikteği, o ilişkiyi içine sindirememesi ve daha nice nedenler, onu “seri katil” durumuna getirmişti.
Tıpkı Nikos Metaksas gibi...
Doğrusu bu cinayet davaları nasıl sonuçlanacak merak ediyorum. En azından itiraflarla yeni cinayet bulguları meydana gelene kadar.