Bir nedenle uzun zamandan görüşemediğim eski Başbakan ve eski Meclis Başkanı Hakkı Atun’la bir araya geldiğimde çok önemli birşey öğrenmiş oldum.
Kendisine hal hatır sorduktan sonra şu soruyu sormuştum:
“Hakkı Bey yeni kitabınız var mı?”
“Elbette var. Hem de çok önemli siyaset anılarımı kaleme alıyorum. Herhalde iki aya kadar kitap yayına girer” demişti bana.
Gerçekten çok mutlu olmuştum öyle bir kitabı kaleme alışından ötürü.
Yayıncılık ve yazarlık üzerine sohbetimizi sürdürürken, bir önce yayınlamış olduğu şahane “Bir Öz Yaşam Öyküsü-Hakkı Atun’un Anıları” kitabını bir nefeste okumuştum. O kitap, onun çocukluk yıllarından lise ve üniversite çağına, hatta evliliğinden Londra’da mimar-mühendis ve şehircilik alanındaki yüksek lisansına kadar herşeyi anlatıyordu.
Kendisine sormuştum...
“Hakkı Bey, hayatınızı anlatan o kitapta birşeyi eksik bırakmadınız mı? Yani siyaset hayatınızı...”
O da bana şöyle demiştir.
“İşte sözünü ettiğim kitap, bütün o boşluğu dolduracak.”
Esasında ikinci kitabına şu ismi vermiş ve kafalardaki soruyu da gidermiş olacak Sayın Atun.
Kitabın ismi: “HAKKI ATUN’UN POLİTİKA ANILARI”
Sanırım bütün politikacıların en büyük eksikliği, hem geçmiş yaşadıklarımızı, hem de siyaset tarihimizi belgeleme açısından tek bir kelime veya tek bir satırlık cümleyi yazmamalarıdır. Halbuki bir siyasetçi günlük bile tutmalıdır diye düşünüyorum.
Yine soruyorum kendisine...
“Hakkı Bey, o kitapta belgeleri konuşturacak mısınız?”
O sözüm üzerine bana bir klasörlük belge ve gazete küpür dosyasını önüme koymuştu.
Ve bir kez daha soruyorum.
“Şu 9’lar Hareketi’ne ilişkin belgeleri de konuşturacak mısınız? Mesela UBP’de iken zamanın UBP Genel Başkanı Eroğlu’na sunduğunuz muhtırayı filan...”
“Tabii ki onu da belgelerle kitabıma alıyorum. O belgeler, gerçek anlamda verilen demokrasi savaşını anlatıyor esasında. UBP’den atılmamız ve Demokrat Parti’yi kurmamız ve dolayısı ile sağın ikiye bölünerek yeni bir alternatif sağ yaratmamız mutlaka belgelenmelidir.”
Yaklaşık 15 yıldan beri üzerinde çalışmakta olduğum KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı merhum Rauf Denktaş’ın hayatıyla siyaset çatışmalarını ve kendi gerçeklerini anlatan “VAR OLMA SAVAŞIM” adlı kitabıma da bir kaynak teşkil edecek Hakkı Atun’un kitabı.
Gerçekten çok büyük siyasi çatışma ve bölünmeydi o zamanki sağ bölünme.
Tabii ki köprülerin altından çok sular aktı gitti ve siyasette epeyce farklılıklar ve başkalaşmalar yaşandı. Ülkenin siyasetteki gidişatı gerçekten değişikliğe uğramış oldu.
O bağlamda bütün siyasilere gönderme yapıyor ve ısrarla anılarını yazmalarını rica ediyorum.
Bir gün bir kokteylde Cumhurbaşkanı Sayın Mustafa Akıncı ile buluştuğumuzda kendisine sormuştum:
“Sayın Cumhurbaşkanı anılarınızı yazıyor musunuz?”
“Elbette birşeyler karalamaya başladım” demişti.
İkinci Cumhurbaşkanı Sayın Mehmetali Talat’a da sormuştum, anılarını yazıyor mu diye. O da bana birşeyler karaladığını söylemişti. Herhalde Sayın Dr. Derviş Eroğlu da anılarını kaleme almış veya almaktadır diye düşünüyorum.
Esasında ismini verdiğim önemli siyaset adamları mutlaka siyaset anılarını yazmalıdırlar, diye de düşünüyorum Hakkı Atun gibi.
Ve sabırsızlıkla Hakkı Atun’un “politika anılarını” anlatan kitabı bekleyeceğim.
Kim bilir o kitapta neler neler yok ki...
Esasında bu tür anılar kaleme alınırken, kesinlikle gerçeklere dayanarak gerçekleri tarihe mal etmek lazım. Kesinlikle hiçbir gerçek olayı ve gerçek belgeyi gizleyemezsiniz öyle bir anı kitabını kaleme alırken. O nedenle anılarını kaleme alacak olan siyasetçiler, mutlaka yaşadıkları bütün gerçekleri hiç gizlemeden veya saptırmadan kamuoyuna yansıtmalıdırlar.
Zaman zaman bazı insanlar anılarını kaleme alırken, bütün ifadeleri ve anlarıları kendi lehlerine veya kendi prestijlerine yönelik olarak kullanırlar.
Şu bir avuç toplumda herkes birbirini bilir. Kimin başında kaç tel saç vardır onu da bilirler. Yani bu ülkede “kırk dervişiz, birbirimizi bilmişiz” anlayacağınız.
Yine de Hakkı Atun’un büyük bir sabır ve tahammülle hazırlamakta olduğu kitabın, büyük bir boşluğu dolduracağına inanıyorum.
Sayın Hakkı Atun’a bu çalışmasında başarılar dilerim.