Yaşamakta olduğumuz doğanın acı gerçeklerini gözlerimizin önüne getirdi ekranlar.Sınırsız acılarla izledik olan bitenleri.Depremin enkazından çıkarılan cesetler,yaralılar... Arada az da olsa canlı kurtarılanlar.
Acılar büyük.Üstelik bu olayın ne engellemesi var.Ne de telafisi.Sadece insanın yardımlaşma diyebildiğimiz güdüleri var ki geride kalanları teselli etme çabaları... Asırlardır bu acımasız depremi yaşamıştır insanoğlu.
Ve her seferinde acizliğini anlamıştır bu konuda.Doğrudur JEO-FİZİK adlı bir bilim vardır.Ütelik ne kadar hummalı çalıştıklarını da bilmekteyim.Keşke hava tahminleri kadar kolay olsaydı deprem tahminleri.Maalesef günümüz bilimsel koşulları buna yetersiz.Az sayılmayan depremler yaşadım ve daha fazla depremlere tanık oldum yaşamımda.Sadece bir rezalete tanık oldum her seferinde.Bir bakarsınız beş katlık bir bina akorduyon gibi katlanarak çökmüş yere.O yıkık binanın hemen dibinde görürsünüz ki onbeş katlık bir apartman hiç zarar görmemiş gibi dimdik ayakta.İşte buna ne denir bilir misiniz. MÜHENDİSLİK REZALETİ... İNŞAAT HIRSIZLIĞI ...Ve bunca acıları her seferinde yaşamak mecburiyetinde kalıyor insanoğlu bu nedenle...Ne yazık ki YETER diyen dirayetli kimseler bile bile lades oluyorlar her seferinde.İnsan ruhundaki şeytanı defedecek kadar dürüst ve yürekli olamıyoruz bu ahval karşısında...YAZIKLAR OLSUN BİZLERE...Bir insan olarak utanıyorum .Lanet olsun konutunu insanlara mezar eden ahlak yoksullarına.