Kimlik tespitlerinin ardından başlayan İsias Otel davası duruşmasında ifade veren sanıklardan otel sahibi Ahmet Bozkurt, kendisinin müteahhit değil iş insanı olduğunu ve binasında söylenenleri yaptığını savundu. Bozkurt, “Kolon kesilmesi söz konusu değil” dedi.
Kıbrıslı aileler adına söz alan avukat Çetin Arslan, tanıkların mahkemede olmasını talep ederek, video konferans yoluyla sanıkların sorgulanmasının adalettin tecellisi ve adil yargılama açısından sıkıntılarına işaret etti.
Avukat ayrıca, mahkemede internet erişimi olmamasını eleştirerek dava ayrıntılarını görebilmek için gerekli olduğuna işaret ederek, internet erişiminin sağlanmasını talep etti.
Duruşmada ilk olarak İsias Otel sahibi sanık Ahmet Bozkurt dinlendi
Bozkurt, asrın felaketi 6 Şubat depreminde otelinde ve depremde hayatını kaybeden herkese Allah’tan rahmet diledi.
Otelin inşa süreci hakkında bilgi beren Bozkurt, kendisinin müteahhit değil, iş insanı olduğunu anlattı.
Otelin bulunduğu arazi için 1992 yılında Adıyaman Belediyesi tarafından kat sınırlaması olduğu için 9 kata izin verildiğini, ancak ileriki bir tarihte kat sayısında değişikliğe gidilirse 12 kata kadar izin verilebileceğinin kendisine söylendiğini kaydetti.
1992 yılında binanın mimari çizimlerinin ve statik hesaplamalarının 14 kata göre yapıldığını aktaran Bozkurt, belediyenin kat sınırı nedeniyle fazladan katları iptal ettiğini kaydetti.
Statik hesaplar bozulmadan izinlerin verildiğini aktaran Bozkurt, kendisinden istenen radyan temel ve demirleri bulmak için ciddi çaba sarf ederek otelin inşasına başladıklarını anlattı.
Bozkurt, inşaatta meydana gelen ölümlü iş kazası nedeniyle kolonların sıvanarak binanın yapımının durdurulduğunu, daha sonra 2001 yılında inşaata yeniden başlanarak, binanın yapımının 2003’te tamamlandığını söyledi.
Ahmet Bozkurt, Kalkınma Bankası teşvikinden yararlanarak otelini tamamladığını, bu teşvik için otelin usulüne uygun olup olmadığının denetlenerek binasının tasdiklendiğini anlattı.
Bozkurt, fazladan kat çıkıldığı ve yan tarafına ekleme yapıldığı iddialarının hiçbirini kabul etmediğini vurguladı.
Otele, yeniden yapılan değerlendirmelerde oteli güçlendirmeye gerek olmadığı konusunda onay aldığını belirten Bozkurt, merdiven kulelerini çerçevelettirerek en üst kata kendisine bir ofis yaptırttığını anlattı.
Bozkurt, üzeri pervoleyle kapatıp, yanlarına cam kapatıldığını, üzerinde kesinlikle beton, ara duvarlarda ise tuğla kullanılmadığını kaydetti.
Kat fazlası olmadığına dair belgesi bulunduğuna işaret eden Bozkurt, radyan temel ve kolonların kendisinden istenilen gibi olduğunu söyledi.

-“Böyle bir suç varsa sorumlusu benim… Bana atılan iftiraları kabul etmiyorum”
Otelin aile şirketi olduğunu belirten ve hissedarlar hakkında bilgi veren Bozkurt, “Öyle bir suç varsa benim cezaevinde olmam lazım. İki oğlum tutuklu, olanların hiçbir yetkisi yok. Eğer böyle bir suç varsa sorumlusu benim. Bana atılan iftiraları, yapılan iddiaların hiçbirini kabul etmiyorum” dedi.
“Bana iftira atıldı. Hiç bilgi almadan kulaktan dolma haberlerle suçlamalarda bulunuldu. Ben bu kadar özen gösterdiğim otelden dolayı suçlanıyorum” diyen Bozkurt, yan binaların otele katıldığı ve otelin altında otopark olduğu iddiasında bulunulduğunu, bunların hiçbirinin gerçek olmadığını, otelinde usulsüz hiç bir şey bulunmadığını kaydetti.
Bozkurt, “11 ildeki depremin şiddetinin yüksek oluşundan dolayı binam yıkıldı” dedi ve kolon kesilmesinin söz konusu olmadığını öne sürdü.

-KTÜ raporu okundu
Duruşmada daha sonra sanığa Karadeniz Teknik Üniversitesi raporu okundu.
Bozkurt, kendinin, mühendis ve mimarlarının hiçbir kusuru olmadığını savundu.
Bozkurt, otelin enkazının hemen kaldırılarak delillerin ortadan kaldırılmaya çalışıldığını ileri sürdü.
Sanık avukatı da, savcılık makamının depremden 6 gün sonra alınan örnekleri olduğunu; bu konuda iki farklı rapor hazırlandığını söyleyerek, iddianamenin neden 8 ay sonra elde kalan numunelerden alınan örneklerle hazırlanan Karadeniz Teknik Üniversitesi raporuna göre hazırlandığını sordu.
Duruşmada daha sonra Kıbrıslı müştekilerin avukatları tarafından sorular soruldu.
Sanığın hiçbir pişmanlığı olmadığını söyleyen müşteki avukatlarından Çetin Arslan, burada bir iftiranın söz konusu olmadığını kaydetti.
Arslan sanığa, müteahhitlik konusunda uzman birinden yardım alıp almadığını sordu.

61 yıl önce Türkeli'de şehit düşenler anıldı... 61 yıl önce Türkeli'de şehit düşenler anıldı...

-“Pişman değil üzüntülüyüm”
Bozkurt da, kendisinin suçlu olmadığını, dolayısıyla bir pişmanlığı olmadığını, sadece üzüntülü olduğunu kaydetti.
Avukat Aslan'ın, 1995’te meydana gelen iş kazasında yargılanıp yargılanmadığını sorduğu Bozkurt, yargılandığını ancak suçsuz bulunduğunu kaydetti.
Mantolamanın binaya yük getirdiğini, bunun bile olası kasta götüren bir durum olduğunu ifade eden Aslan, Bozkurt’a mantolama ile ilgili bir çalışma yaptırıp yaptırmadığını sordu.
Bozkurt, bunların çalışmasını yaptırdığını, zaten kendisinin statik hesaplamalarının 14 kata göre yapıldığını kaydetti.
Bozkurt başka bir soru üzerine ise otel enkazına oğlu Mehmet Fatih Bozkurt’la gittiğini, enkazdan 3 gün ses geldiğini ancak gerekli teçhizat olmadığı için kendisinin bir şey yapamadığını söyleyerek, binada ölenlerin depremden değil soğuktan donarak öldüklerini ileri sürdü.
Bozkurt’un söylemlerine aileler tepki gösterdi.

Editör: Mehmet Kasimoglu