Günler günleri izlerken biz neyi izliyoruz. Dünün izinden mi başlıyoruz yeni güne yoksa dünkü beni bırakarak dünde, yeni bir ben mi ekliyoruz günden güne kendimize. Gabiralık var mı evinizde. Gençler gabiralık da ne diye soruyorsa ve eğer bu soru ayıpsa, bu ayıp kimde acaba. Lattenizi için karışan görüşen yok, yok da bir Kıbrıs türkü için, yaz olsun isterse de kış evde gabiralık olmalı. Dünü dünde bırak da yeni bir benle uyan yeni güne demişken, gabiralık olmayınca olmuyor demiş olmam tutarsızlık gibi geliyorsa okuyanlara, böyle düşünenler oturup tutarsızlık ve tutarlılık hakkında yeniden düşünmeli. Yeni bir ben olarak güne başlamanın önünde engel değildir kültürel damak tadı.. Ve daha da önemlisi kültürel damak tadı turistik bir şey değildir, hiç değildir. Kendi ülkende turist gibi yaşamak, portakal bulamayıp da avakadoyu bol bol bulmaktır tutarsızlık. hükümetlerine yandığım bu ülkede. Eski fırınlarda yoğrulmuş, nar gibi kızarmış ekmeğin gabira haline yağ sürerek, yanında bahar karanfil katılmış içine çayla yapmayalı kahvaltıyı kaç yılınız geçti diye sorsam. Sormam. Lefkoşa mı Lefkoşe mi diye kavgalaşarak tüketmek ömrü gibi, albenisi yüksek dayanılmaz ucuzluk varken, kendini kendinden alıp da bir başkasına dönüştüren kültürel bombardumana, kalkan olacak özünü geliştirerek varmak yeni güne ve yarına zor iştir zorr. Lokman Hekim ‘gelse yarem azdırır, yaremi sarmaya yar kendi gelsin’ Lokman Hekim Kıbrıs türküdür ve daha önemlisi yareniz varsa, yariniz de olmalı. Ve yar bilmezse insan içine doğduğu dili, toprağı, elbette pizzdan tutun da envai türlü tattan olur mutfağı daha da kötüsü fransız kalır kendi halkına toprağına. Toprak dedim de. Çiçek ekin, bahçeniz yoksa, apartmanda oturuyorsanız saksıya. Çiçek ekin, olmadı içinize. Çiçeklerseniz içinizi filiz sürer, yapraklanır çiçeklenir içiniz. Taşar dışınıza