Oturup iki sayfa kitap okumak, iki ses şarkı dinlemek varken…
Aşkı, ayrılığı, ölümü ya da şiirlemek varken…
Taaruz ediyor ahmaklığın haberleri üstüme üstüme.
Kabul edilemezdir diyor aptalın ahmağı bir ses. Kabul edilemez dediği şey de olmuş bitmiş şey, her neyse.
Misal : atılan o yumruk kabul edilmezdir.
Çene yumruğu yemiş ve yumruk da üstlerinin tetiğe basması ile inmiş ineceği yere.
Kendini akılların en üstünde gören ( ahmak akılların böyle bir hastalığı var ) kabul edilemez diye buyuruyor.
Buyurmak zaten, bir şey tezahürüdür.
Kabul ediyorum ki bu yazıyı okuyan her bir kişi ‘ şey ‘ yerine kendi meşrebine bir sıfatı yerleştirmiştir.
Misal : BM Genel Sekreterinin raporu kabul edilemezdir.
BM Genel Sekreterini senin ve daha çok da bizim ve onların adına söz söyleme yetkisi ile donatmışsın, peşin peşin kabul etmek değil midir sorunumuza yabancı birinin sorunumuzu çözmek için yetkili kılınması.
Kim vermiş o yetkiyi zatı muhtereme, ‘ kabul edilmezdir’ deyen, deyenler her kimseler işte onlar.
Sonra da kabul etmiyoruz da demiyorlar. Dedikleri şey kabul edilmezdir.
Kimmiş kabul etmeyecek olanlar.
Meçhul bırakıyorlar ki…
Bu ki, çok tehlikleli ve kullanışlı, devletin arka bahçesinde otlanan biri bile bunu istediği gibi kullanabilir.
Kalkar ve bu seçim sonuçları kabul edilmezdir diye şey eder.
Ne mi eder.
E kaç gün var duyuyorsunuz ne ettiğini.
Nerdeyse herhangi bir zamanda, herhangi bir devletinde yapılacak herhangi bir oy-rey ticareti gününün ertesinde, bu alış verişten istediği kârı elde edemeyen muhadar partisinin etkisiz ama partisi içinde yetkilisi olan biri ‘ bu seçmenler kabul edilmezdir’ deyip seçmen milletini değiştirmeye azmetmiş.
Kolay gelsin. Kabul ettiğiniz her şeyi kabul edilmez bulun siz.
Ben Led Zepplin denizine ve Khatia Buniatishvili derine dalıyorum