Kamusal Olan Kamunun Lisanı İle Olmalıdır

‘‘ Yetim kızlarla evlenip de, adaletli davranamayacağınızdan korkarsanız, o zaman onları değil, size helâl olup hoşunuza giden kadınlardan birini, hatta bunlardan iki, üç veya dördünü birden nikâhlayabilirsiniz. Şâyet bunlar arasında da adâleti sağlayamayacağınızdan endişe ederseniz, o zaman sadece bir kadınla evlenin veya sahip olduğunuz câriyelerle yetinin. Böyle davranmanız, zulme ve haksızlığa meyletmemeniz için en uygun yoldur.’’
Kaç kadınla evlenmeli bir erkek.
Cariye kime denir ve o kimdir.
Kimdir cariye.
İşte bu sizin dininiz imanınızdır mı diyeceksiniz sayın baylar çocuklara.
Yasalarımız ve anayasamız var ve 2023 yılındayız Kıbrıs Türk halkı arasında kadın erkek eşitliği / eş değerliliği pek çok ülkeden çok daha ilerideyken ve dahi şimdi iktidarda her ne demekse koalisyon olarak bulunan partilerin tüm vekilleri toplumsal cinsiyet eşitliği diye kem ve küm ederken, okullarımızdaki tüm öğretmenler kadın erkek eşitliğinde / eş değerliliğinde / hak eşitliğinde had safhada titizken ve bu özelliklerini normal olarak öğrencilerine aktarırken aşağıda okuyacağınız satırları küçücük çocukların, henüz oturmamış zihin ve hafızalarına  şırınga edilmesine nasıl göz yumacaksınız yoksa zevkle mi göz yumacaksınız
‘‘ Erkekler kadınlar üzerinde yönetici ve koruyucudurlar. Bunun sebebi, Allah’ın insanların bir kısmını diğerlerinden üstün yaratması ve bir de erkeklerin, kendi mallarından mehir ve evin geçimi gibi harcama yükümlülüklerinin olmasıdır.’’
Ve bunu kendinize izah edebilir misiniz.
‘‘ kadınlar sizin gelecek nesilleri ekmek  için tarlalarınızdır, tarlalarınıza istediğiniz gibi girebilirsiniz ’’.
Öğrenci kime / kimlere denir, neyi / neleri öğrenmelidir, yıllardır tartışmıyorduk talim terbiye dairesini ve müfredatı, Kıbrıs Türk halkı kendi geleceğini kendi aklı vicdanı ve onuru ile kurmuş bir halktır.
Sömürgeci İngiliz bize Türk değilsiniz Müslümansınız derken bile biz kendimizi ve kimliğimizi ana lisanımızı biliyorduk ve Müslümanlığımız da belki de en tutarlı dindarlık halindeydi.
Arapça bilmezdik her gün camiye gitmezdik evimizde Kuran vardı ve onu çoğu zaman pazen pijama kumaşından dikilmiş bir çanta içinde evimizin en değerli odasında yükseklere çakılmış bir çiviye asardık. Annelerimiz Cuma günleri yıkandıktan sonra ( isteyen buna boy abdesti diyebilir ) Kuran’ı saygıyla yerinden alır seccademiz üzerine diz üstü oturup sayfalarını tersten çevirerek ( yani normal bir kitap gibi ) duaya başlardı.
Allah’ım sen çocuklarımızı koru, onların kötü yola düşmesine izin verme, hayırlısı ile büyüyüp millete faydalı insan olmalarını sağla, Allah’ım milletimize kötü gün gösterme, Başta Atatürk olmak üzere bütün ölmüşlerimizden rahmetini esirgeme, amin.
Bundan daha tutarlı bir dindarlık mı olabilir.
Kamusal alanlarda ibadet ana lisan ile yapılmalıdır ve camiler mezarlıklar kurslar tv kanalları kamusal alanlardır
 ( NOT : Tırnak içindeki yerler nerden alınmıştır )