Bir zamanlar Rum tarafında dişişleri ve sanayi bakanlıkları görevlerinde de bulunmuş olan NicosRolandis, Kıbrıs’la ilgili sunulmuş olan birçok “çözüm planları”nın zannedersem 14 tanesinin bir güzel çetelesini yayınlamış, ve altına da “işte Rum tarafının reddetmiş olduğu planlar” ibaresini de yazmıştı.
Rolandis’in tuttuğu çetelede en son da “Annan Planı”yer alıyordu.
Şimdi zannedersem Rolandis, bu reddedilmiş çözüm planlarına bir de “Guterres-non-paper”ini ekleyebilir.
Tabii burdaRolandis bir sorunla karşı karşıya. Ortada, Akıncı’nın “hadi bakalım stratejik paket olarak kabul edelim” dediği 30 Haziran, 2017 tarihli Guterres belgesi, bir deAnastiades’insözünü ettiği ve 4 Temmuz, 2017 tarihini taşıdığı söylenen Guterres belgesi var.Rolandis reddedilmiş 15. Plan diye hangisine rağbet edecek bilemem, ancak ortada belge olmayan belgeler dense de çözüm çerçeveleri olduğu kesin. Bu çerçevelerin içini dolduramamışlarsa, tarafların bileceği bir iş ancak Rum tarafının da CranzMontana’yıterkeden taraf olarak vukuatı tescil edilmiş durumda.
KranzMontana’da Bayan Anastasiades’in bilerek veya bilmeyerek Bayan Akıncı’ya sızdırmış olduğu, “bavullarımızı hazırladık, yarın sabah adiyos” operasyonuna çeyrek kala, yemekli masalarda tartışılan nelerdi? 30 Haziran çerçevesi mi yoksa 4 Temmuz çerçevesi mi?
“Sıfır asker, sıfır garanti” söylemine feci takmış bulunan Anastasiades’in ELAM türü milliyetçiliği, seçimler öncesinde anlaşılır olmakla birlikte, 2. Dönem seçilmiş başkan olarak hala bu konularda diretmesi, orta yollara gözlerini kapatmaya devam etmesi pek de anlaşılır değildir.
Doğu Akdeniz’in “gaz kaplanı” kesilen Rum liderde, 2000’li yıllarda göstermiş olduğu çözüm yanlılığı ve barışçılıktan eser yok.
Yunanistan’la, Fransa ile, İsrail ile ve belki de gizli olarak Rusya ile de imzalamış olduğu askeri işbirliği anlaşmaları ortada dururken, Türkiye’yi Akdenizden tamamen çıkarma anlamına gelen talepleriyle, Kıbrıslı Türkleri geçici bir zaman diliminde de olsa güvenceden tamamen yoksun bırakmak rüyaları ile Anastasiades, Kıbrısın ve Doğu Akdeniz’in tek hakimi bir kral gibi davranıyor.
Bu politikaların kısa ve orta dönemde temsil ettiği toplumuna ve genelde Kıbrıs’a neler getireceğini birilerininAnastasiades’e söylemesi şart. Bunu da en iyi yapabilecek olan ancak AB’nin güçlü üyeleri olabilir ancak. Almanya gibi garantör İngiltere gibi.
Akıncı’nın birçok karşı çıkışlar ve eleştirilerin olacağını da göze alarak, “yorumsuz ve sulandırılmadan” taraflarca kabulünü istediği 30 Haziran, 2017 tarihli belgeyi, stratejik bir paket olarak onaylamak; bu paket çerçevesinde sonuç odaklı ve ucu kapalı bir takvim çerçevesinde ilerlemek ve Federal Birleşik, siyasal eşitliğe dayalı, iki toplumlu, iki kesimli bir devleti kurmayı cidden istiyor mu Rum liderAnastasiades?
CranzMontana’da biletler kesilmiş olarak, “son yemek”te oturup, sadece gelecek seçimlerin hesabını kuran Rum lider; artıktakvimlerin 2018’in Mayısı’nıgösterdiğini, 50 yıldır sürdürülmekte olan “Gıbrız müzakereleri” nihabire radyolarından dinleyen, nenelere, dedelere, babalara ve annelere bıkkınlık geldiğini, genç nesillerin ise sadece savaşsız ve daha güzel bir gelecek beklediklerini anlamamışsa, bundan sonra da anlayamaz.
Artık “yeter”, “enough”, “en gani” denen noktadayız. Görüyorum ki, Akıncı’nın kişisel insiyatifi ile başlatmış olduğu kamuya açık “niyet eksersizleri” de hızla sona yaklaşıyor ve büyük bir hovardalıkla tüketilmeye çalışılıyor Rum liderliğince.
1968 yılında başlayan Kıbrıs müzakerelerinin 50 yıl devam edeceğini hiç kimse tahmin edemiyordu, değil mi?
2018 yılının Mayıs ayının , Kıbrıs’a uğur be bereket getirmesini, Gıbrızlılarınkollektif ortalama zeka seviyelerinin yukarıya doğru, anormal bir fırlama göstermesini dilerim.
Rahmetlik nenem tüm bu söylediklerimi çok daha kısa yoldan söyler,”Allah akıl izan versin” derdi. AMİN..AMEN…