Elma bir suyu
Bekler.
Su başlarında devler konuşlanmış.
Ne yapmalı sorusu abestir ve umut karanlığın, zifiri karanlığın içinde anlamlıdır.
Demdir.
Tam da demidir düş kurmanın.
Umut kaynarken ortalıkta umutlu olmanın kıymeti harbiyesini tartın.
Ve umutsuzluk pompalanırken umutlu olmanın değerini anlamaya çalışın.
Disneyland’de oyun kuramaz ki çocuklar, kurulu oyunu oynamak ne kadar oyundur diye düşünün bir.
Ellerinde pahalı hatta ucuz oyuncaklar yokken nasıl da uçak olup uçar çocuklar oyunlarında bilir misiniz, bilmelisiniz ve hatta iki kolunuzu açarak uçak olmuşluğunuz da var çocuğunuz için. Yok mu?
O zaman yaşamıyorsunuz.
yaşamak düş kurmakla başlar ve düşler karanlığı aşar.
Yediveren bir gülü düşlemeden patlamaz ki tomurcuk aydınlığa katmer katmer güle karanfile.
Düş kura kura büyür çocuklar.
Yürümek düşüdür emekleyen bir çocuğun o farkında olmasada ve sonra kalkar ayaklarının üstünde durur.
Durur ve bakar titrer bacakları ayakları ve sonra ilk adım ve arkası nasıl da gelir önce küçük adımlar sonra koşa koşa.
Düşleriydi Newton’u Newton eden ve düşleriyle E = MC KARE dedi Einstein.
Hayatında hiç tren görmemiş çocuklar kibrit kutularını bir birine ekleyerek yaptığı trenlerle ne ovalar aştı dağ çıkınca önüne ne tüneller açtı da aştı dağları.
Hatırlamalı yaşıtlarım sokağa yıkılan bir kamyon dolusu kumda ne tüneller açıp da varmıştık dünyanın öbür ucuna.
Zifir karanlıklar içinde aydınlık düşlemek yaşamaktır ve düş umudu taşır derininde umut da gayreti.
İş başa düşmüştür ve kurulacaktır kendimize ait dünya kendi ellerimizle.
Ustalar demişti Yaşar Altay 1967 de.
‘‘ Ustalar işte size
Variller dolusu çimento kum
Bağımsızlığımızı sağlam oturtun.’’
Düş kuruyorduk ve umutluyduk o yüzden direndik.
Düş kurmanın vaktidir yine çünkü karartmak istiyorlar hayatı.
Düş ve umut. Gayret akıl ve onur