1960 Uluslararas Kıbrıs Antlaşmaları’nın ortaya çıkardığı müşterek Kıbrıs Siyasal Koçanı ve Kıbrıs Anayasası’na göre; adada iki eşit demokrasi ve iki ayrı siyasal irade oluştu. Bu iki ayrı siyasal demokrasiler içerisinde Türk ve Rum eşit siyasal iradelerine dayanarak seçilen temsilciler bir araya gelerek Kıbrıs Cumhuriyeti Devleti’ni ve hükümetini oluşturuyorlardı; Cumhuriyetin Rum kanadının 1963 Aralık ayında bu yapıyı ortadan kaldıran silahlı ve kanlı darbesine kadar.
1963’te Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Rum kanadı, devletin iki demokrasili, iki siyasal iradeli işlevsel federatif yapısına karşı darbe gerçekleştirdi ve bu yapının Kıbrıs Türk kanadı devletten tamamen dışlandı, soyutlandı. Tek başına Kıbrıs Cumhuriyeti devletini gasp eden Rum kanat, bununla da kalmayıp; 1974 Temmuz ayında adanın tamamını Yunanistan’a bağlamak (enosis) için harekete geçti.
Garantör Türkiye’nin yasal müdahalesi olmamış olsaydı Kıbrıs, bir Yunan adası çoooktan olmuştu. Uzatmaya gerek yok. Herşey Türk tarafının ayrı demokrasisi, ve siyasal iradesinin gasbedilmesi ile başladı bu topraklarda.
Nihayet, 2004 referandumlarında çekilen topyekun “OXI” ve aradan da 13 yıl geçtikten sonra tarih yaprakları 2017 yılını 2017’yi gösterince ve mekanlardan da sora Crans Montana’ya geldiğinde, orada yaşananları çok akıllıca değerlendirmek lazım.
Bayan Anastasiades laflayıp da “Avrion broin emies nafiyumen” (biz yarın sabah ayrılıyoruz) dediğinde görüşmeler masasında bay Anastasiades de, Rum tarafının (kanadının)Kıbrıs Türk tarafının siyasa eşitlliğini kabul eteye hazır olmadığını bangır bangır söylüyordu. Zaten Rum heyetinin odalarındaki bavullar da hazırlanmış ve çoktan kapatılmıştı ertesi gün erkenden başlayacak yolculuk için. Nitekim Crans Montana’da horozlar daha ötmeye başlamadan Rum heyet sırra kadem bastı.
KKTC 4. Cumhurbaşkanı Sayın Akıncı sonradan 2019 kışında Anastasiades’le adına “Berlin Mutabakatı” denen bir metinle yetinmek zorunda kalıyordu. Ancak bu metin 2020 seçimlerini kazanmasına istenen ve de beklenen etkiyi yapmadı; yapamadı.
Kıbrıslı Türkler Rum kanadın bitmez tükenmez uzlaşmazlıkları ve oyunları ve de utanmazca oyun bozan taktiklerinden bıktılar mı? Bıktılar. Hem de nasıl!?
O zaman, ortak bir devlet kuramadık, iki devlet olarak yan yana, iyi ilişkiler içerisinde yola devam edelim diyorlar. Tam 57 yıldır Kıbrıslı Türklerib uluslararası Kıbrıs Antlaşmaları ve Kıbrıs Cumhuriyeti anayasasına dayalı ayrı demokrasileri ve siyasal iradelerini tamamen dışlayarak, tamamen Rum toplumlu bir devlet oluşturmuş olan Rum tarafına karşı da, demokrasi ve syasal irademizi geri almak istiyoruz temalı; protesto yürüyüşlerini de bir düşünün; Kıbrıs Türklerini demokrasisi ve iradesine çok meraklı olan Yurtseverler; Kıbrısın her iki yanındaki yurtseverler. Ne dersiniz?
Mudahale edildiğinden şikayet edilen Kıbrıs Türk demokrasisi ve iradesi Rum kanadın gözlerinde, dahası AB denen siyasal aygıtın nazarında, tamamen yok hükmündedir. Bundan da haberiniz vardır sanıyorum. Bunu da bilesinz istedim sadece. Rum kanadı ya da Rum tarafı, ya da Anastasiades, Kıbrıs Cumhuriyeti Devleti’ni paylaşmak istedi de kimler reddetti geçtiğimiz 57 yıl içerisinde. Bunu söyleyin de oturup konuşalım
Millet protesto etmesin mi sevmediklerin istemediklerini? Etsin hem de sonuna kadar etsin tabii. Yollar yürümekle aşınmaz. Ancak 57 yıldır Kıbrıs Türklerinin bu adadaki ayrı demokrasilerini de siyasal iradelerini de aşındırarak; sıfırla çarpmak isteyen Rum komşularımız değil mi?
Yarın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 37 yıldönümü. 1960 Kıbrıs Uluslararası Antlaşmalarıyla da tescil edilmiş olan, uluslararası hukuka dayalı, Kıbrıs Türk Demokrasisi ve siyasal eşit İradesine, siyasal koşulların ve tarihin yüklediği dinamik anlamın yıldönümü. Kutlu olsun. Akıl ve insaf yolunda gidenlere de selam olsun.