Kutlayalım Ama Gerçekleri De Görelim

KKTC devleti kırk yaşını aştı ve patates fiyatları da 130 Türk lirasını aştı.
Kıbrıs Türk halkının pahalılık altında ezilmesinden KKTC devleti sorumlu değildir ve fakat kırk yıldır KKTC devletini hükümet / hükümetler görüntüsü ile yönetirmiş gibi yapan hükümet üyeleri teker teker her biri ve onların siyasi partileri sorumlu ve ayıplıdır.
İki devletli çözüm önerisi ile siyaset yaptığını zannedenlerin bizim devletimiz, devletimizin gelişip kökleşmesi adına abuk sabuk hamaset nutukları irat etmekten başka yaptıkları hiçbir ciddi girişim yoktur ve korkarım ki / eminim ki böylesi ciddi adımlar atmaya hem çapları ve hem de niyetleri yoktur.
Binbir hamasetle ve tonla Türk lirası harcanarak çimlendirilen, yıllar önce çimlendirilen Taksim sahasında yıllardır top sektirmemiz, top zıplatmamız, korner atmamız gol atmamız bir yana adım bile atamıyoruz.
Taksim sahasına adım bile atamayışımız BM nin Kıbrıs adasında görevli barış gücü ve BM diplomatları tarafından YASAKLANMIŞTIR.
Bu yasağı aşmak adına yıllardır tek bir adım atamayan siyasilerimizin İKİ DEVLETİN BİR DEVLETİ OLACAK KKTC’yi bırakın dünyaya tanıtmayı, Kıbrıs adasında görevli BM MİSYONUNA NASIL TANITACAĞI / TANITAMIYACAĞI ayna gibi ortada değil midir.
Ya PİLE – YİĞİTLER YOLU ne haldedir eyy hükümet.
Ve daha neler neler.
Misal hiç üçüncü tüzel kişinin iznine tabi olmayan ERCAN – TRABZON – ERCAN UÇAK SEFERLERİ NE ALEMDE ALOO.
Evet kutlayalım  41 yılımızı da kutlarken de 15 Kasım 1983 teki coşkunun yüzde birinin bile 2024 yılında halk arasında görülmediğini de görelim.
Bu konuda hükümet üyeleri ve onların partileri kendilerini sorgulamayacak ve belki de Kıbrıs Türklerini vefasızlık ve hatta nankörlük ile suçlayabileceklerini de tahmin edelim.
Kırk birinci yılda öğrencilerine prefabrik sınıfları layık görmüş olmanın acısını hiç mi hissetmeyecekler.
Evet hiç hissetmeyecekler.
Gerçekçi olmak siyasette diplomaside boyun borcudur ve bu gün için Kıbrıs Türk halkı adına siyaset ve diplomasi yapanlar hamaseti bir yana bırakıp hakikati görmeli değiller mi.
Varsayalım ki Fenerbahçe – Galatasaray KKTC takımları ile maç yapmak istesin, yapabilirler mi, HAYIR YAPAMAZLAR.
Eğer maç yapma cesaretini gösterebilirlerse olasıdır ki Avrupa kupalarına birkaç yıl katılmaları YASAKLANIR.
Avrupa kupalarına katılmama, birkaç yıl katılmama kararından bile ödü kopanların KKTCyi resmen ve hukuken tanımaları ihtimali var mıdır. Hele de iki devletli çözümü Türk devletlerine dahi olsa tanıtmaları kabul ettirmeleri )
Taksim sahasında EGEMENLİK HAKLARINI, PİLE – YİĞİTLER yolunda egemen olduklarını kendi kendilerine bile gösteremeyenlerden ne bekleyebiliriz ki.
Kıbrıs Türk diplomatları ile Türkiye diplomatları 1960 – 1963 yılları arasında Kıbrıs adasında / cumhuriyetinde biri Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu olmak üzere  iki futbol  federasyonu, biri Kıbrıs Türk ligi olmak üzere iki futbol ligi ve iki şampiyon takım olduğunu savunamadıkları, gözler önüne belgeleyemedikleri anlatamadıkları gerçeğini ne yapacağız.
Siyasetçilerimizin ve diplomatlarımızın partilerimizin büyük başarısızlığıdır içinde bulunduğumuz durum.
Federasyoncularımızın Rumları federasyona ikna edemedikleri bir gerçektir ve iki devletçilerin de Taksim sahasına adım bile atamadıkları, Pile – Yiğitler yolunu bitiremedikleri ve hatta üzerinde çok durdukları hamaset olsun diye ha bire tekrarladıkları EGEMENLİK kavramını piyasadaki fiyatlara / tüccarlara kabul ettiremedikleri de aynı acılıkta bir gerçektir.
Kutlayalım evet ama önce MÜCAHİTLERDEN ÖZÜR DİLEYİN BEYLER, kör çar ettiniz o şanlı direnişi direnişçileri