Lafazanlık Arzının Güvenliği

O kadar çok laf edilmişti ki lafazanlık diye bir tanım türedi laf kökünden.
Yetti mi, hayır yetmedi ki laf ile peynir gemisi yüzmez diye bir atalar sözü süzülüp geldi lafazanlığın bin yıllar süren geçmişinden.
Atalar sözü mıh gibi çaktı bu hakikati ve fakat lafazanlık bir türlü tarihin çöp sepetine atılmadı.
Nerde varsa bir lafazan o ve lafazanlar işte onlar inatla yüzdürmeye çalışıyorlar peynir gemilerini banyo küveti ya da leğen lenger belki de maşrapa fincan hatta yüksük ve de kevgir köfün içindeki suyu deniz sanarak.
Havanda su dövmekte de usta bunlar.
Havan nedir.
Mecaz olarak enerji bakanlığını ve içinde yer aldığı hükümeti havan olarak kabul edersek yıllardır işte o havanda su dövüyor hükümet siyasetçileri.
Bu bağlamda KKTC siyasetinin de laf ile peynir gemisi yüzdürmeye çalışan lafazanlar ortamı ve bu ortamda dans eden bireyleri gösterebiliriz.
Haydi şimdi bütün eller havaya diye bir siyasal söylem ve eylem biçimi vardı hatırlarsanız, eller havaya ve alkış şamata yaşa var ol nidalarıyla elektrik üretilemezdi ve fakat enerji tüketilebilirdi nitekim tüketildi de.
Narenciye bahçeleri de tüketildi Sanayi Holding de ve KTHY de Peyak  ve ETİ ve Harman sigara fabrikası da ve eğitim kalitesi de.
Uzun uzadıya saymaya gerek yok.
Konumuz bu gün için elektrik üretimi.
Moda lakırdılar vardır lafazanların diline doladığı, enerji arz güvenliği gibi.
Yıllardır hükümetlerin gerekli yatırımları yapmaması nedeni ile sıkıntılı olan ve yetersiz kaldığı bilinen elektrik üretim ve dağıtım krizi için ağzını açan her lafazan enerji arz güvenliği lafazanlığı ile hay ediyorlar halkın kulağına kulağına.
Efendim enerji arzının güvenliği için o peynir gemisi şu denizde yüzerse şubat ayının otuzunda olmaz ise mart aynının çıkmaz çarşambasında o da olmaz ise New York’tan Moskova’dan, Pekinden, Londra, Paris, Berlin Roma ve hatta ve hatta Atina’ dan doğrudan uçuşlarla Ercan hava limanına ininice arz güvenlikli tayyareler elektrik sorunu tamamen sona erecek ve KKTC koalisyon hükümeti gibi ışıl ışıl parlayacak   mışşş.
Oturup da işçilerle anlaşmaya çalışmak mı…
Hiç akıllarına gelmez niye mi niyetleri yok