Tarım toplumu ne demektir.
Batının egemen ağzı kulaklarımıza dolmazdan önce biz köylü köyünde, tarlasında, bahçesinde ve kasabalı şehirli de mesleğinde, dairesinde gününe günü ekleyip muhtaç olmadan namerde yaşayıp gidiyorduk.
Sonra ne mi oldu.
Batı bizi keşfetti, biz batıyı keşfettik sansak da işin aslı batının bizim yaşam tarzımızdaki tehlikeyi keşfederek bizi bizden etmiş olmasıdır.
İşimiz tarlada, dükkanda, dairede bitti miydi yorgun argın evimize döner, aile fertleri ile sohbet akşam yemeği, televizyonda seyre değer bir şey varsa ve istirahat.
İşte bu batı için tehlikeli bir yaşam tarzıdır.
Televizyon yayıncılığının ne olduğuna dair kafa yormadan, ürkütsek sayılmıyacak, sayılamıyacak kadar çok tv kanalımız var ve sohbetimiz kalmadı kimselerle, üstelik de bu kanallar bize beyazın da daha beyazı var, hayır en beyazdan beyaz budur diye deterjan deterjan taaruz ediyor ve dahası o telefon boktan bu telefon ise şuruptan diye akıl ütülüyor ki aklımızı unutup telefon aklı ile idare eder olduk ki; idare lambası bile kafamızdan aydınlık.
Matah bişey yaptığını zannederek köylerimizi ilkokulsuz bırakan zatı muhterem, baş rölü oynamıştır hepimizin şikayet ettiği bu günlere gelinmesinde.
İngilizce, müzik, resim gibi branş öğretmenlerini köylere yollamayı her nedense düşünemeyen bu neme lazımcı akılsızlık, 5-6-7 yaşlarında çocukları uykularının en tatlı yerlerinde uyandırarak, anne ve babacıklarının da onayı ile uyku sersemi olarak merkezi okullara taşıma garabetini icat ederek, avuç içi kadar bu ülkeye taşımalı eğitimi dayatmış ve hepimizi suyunu kaybetmiş balık olma yolunda, batının balık çiftliğine sürüklemiştir.
5-6 yaşından 18 yaşına kadar, köyünden devlet eliyle ve kanun tahdında sözüm ona eğitimi için koparılan bir genç insana bu aptalca uygulama ile batılı tarz eğitim vermekle övünen işbirlikçi kafa, batı işbirlikçisi ve kendini beğenmekle özürlü bu kafa, genç insanların nasıl istihdam edileceğini düşünmemiş ve onlara, kendilerini de tüketecekleri tüketim toplumunun eşyaları olmayı münasip görmüştür.
Ha bir de batıda ne varsa bizde de olsuncu bu kafa yapısı, bar ve cafeleri modernite ve modern girişimcilik zannetmeye devam ediyor halâ
Sonrası mı.
AB boş durmuyor .
Yurtsuz memleketsiz gençlerimizi fonluyor.
Onlar da fonlandıkça Kıbrısın kuzeyi diyor.
Carpe diem beannem. Tarım mı dediniz, patates soğan domates mi.
Avakado yeyin ve latte