Liderlere Kalırsa


Bu iş olmaz; bir yere varılmaz.
Haftabaşı yine bir araya geldiler. Geldier de ne oldu.
Kocaman bir hiç.
Birinin ak dediğine diğerisi kara diyor.
Bu kez ağırlıklı olarak güven artırıı önlemleri görüştüler.
Her iki taraf da bu konudaki önerilerine sundular.
Türk tarafının sunduğu önerileri, Anastasiyadis böylesine önerilerin Türk tarafına seviye kazandıracağı gerekçesi ile reddediverdi.
Türk tarafı da Anastasiyadis’in üzerinde ısrarla durduğu Maraş’ın iadesi konusunu redetti.
Eroğlu Lefke’den de Rum tarafına bir yol bağlanmasını istemiş ama o konuda da sonuç yok.
Yine Türk tarafının sunduğu beşli yol haritası da Rum tarafınca reddedilmiş.
Bizimkiler “Su yol haritasını kabul edin ertesi gün bu işi bitirelim” demişler.
Aldıkları yanıt ise sert olmuş.
Anastasiyadis, “Kıbrıs meselesi öyle yol haritaları ve zaman sınırlamaları ile çözülecek sorun değil. İyi niyet iste” demiş.
Demek ki adam bizim iyi niyetimize inanmıyor.
Eroğlu da alt kalmamış.
Demiş ki “çözümsüzlük bana uyar!” deyivermiş.
Bu kez Anastasiyadis de alt kalmamış.
“Ben” demiş “siyasi kariyerimi tek bir Kıbrıs meselesine dayandırmıyorum ki” demiş.
Anlayacağınız liderler çözüme odaklı değiller.
Kavgayı tercih ediyorlar.
Hep bunları Rum basınından öğreniyoruz.
Anastasiyadis’in tarafların anlaştıkları ve uzlaşmadıkları konuları bir dökümü ve listesi yapılması fikrine de bizimkiler karşı çıkmış.
Bizimkilere göre anlaşılan konular zaten kayda alınmıştır.
Anastasiyadis’re göre ise Eroğlu da birçok ana konularda fikir değiştirmiştir.
Ve bizim de çark ettiğimiz 19 maddeden söz etmiş Rum lider.
Demek ki yan çizen kıvıran Rum tarafı değil yalnız.
Bizim de onlardan kalır tarafımız yok.
***
Tüm bunları Rum basınından öğreniyoruz.
Bizimkiler ise kızıyor bu işe. Niye açıklıyorlar, niye sızdırıyorlar diye.
Oldum olasu şeffaflıktan nasibimizi alamamışız.
Ya da halka saygımız yok.
Ne diyor Özersay?
Diyor ki birşeyler olmayacağını ajnladığı zaman istifa edebilirmiş.
Müzakereci istifa için orada değildir.
Müzakereci çıkış yolu bulmak için oradadır.
Ha, önümüzde Cumhurbaşkanlığı seçimi var.
Ve de olayın sıcağını ekim ayından itibaren hissetmeye başlayacağız.
Bu seçimin gündemi Kıbrıs sorunu olacak.
Müzakere heyeti bu halka neler söyleyebilecek kestiremem.
Ama bizimkiler için bana göre seçimler son tarih olmalı.
Yapamıyorlarsa halka söyleyip istifa edebilirler o zaman.
***
Gidişat hiç de iyi değil.
Halkın ümitleri ile oynanıyor.
Halka bitti bitiyor deniyor, bir de bakıyorsunuz taraflar birbirinden “ışık yılı” kadar uzak.
Olan bu halka oluyor.
Kıbrıs Cumhuriyeti gemisi yürüyor.
Biz de bakıp duruyoruz.
Oysa gemiye binmek var!
Geminin yönetimine ortak olmak var!
Ve geleceğin getireceği nimetlerden yararlanmak var!
Var da tüm bunlar bizimkilerin vizyonlarında yok!