MAA NE SEÇİM !

AB seçimleri, geçen Pazar yapıldı .
Buna paralel olarak da , Güney Kıbrıs’ta da yapıldı .
Yapılmasına yapıldı da , beklenen olmadı .
Gerçekleşmedi .
Neydi, gerçekleşecek olan ?
Türk adayların da , iki sandalyeyle AP’a girmesi .
AP’a girebilmek , Kıbrıslı , Türk’lerin güneyde açılan sandıklara oy vermeleri ile mümkün olacaktı .
Günler öncesi , bunun hesabı kitabı yapıldı .
Planları çizildi ve seçim günü dört gözle beklendi .
Beklemenin ötesinde, o gün, nerede ise iple çekildi .
Gün geldi çattı , oy verecek olan Kıbrıslı Türk’ler güneye yöneldiler .
Sandıklara vardıklarında , ikametgah adresleri ile problem yaşayarak, gidenlerin, nerede ise pek çoğu oy kullandırılmadı .
Bu olay karşısında haklı olarak tepkisini koyan Kıbrıslı Türk seçmenlere , güneyin idaresi , çelik polis ekiplerini gönderdi .
Bir bayan Türk seçmen , nerede ise sürüklenerek, koridordan dışarıya atıldı .
Bunlar, TV kanallarından izlediklerim .
İzleyemediklerim cabası .
Adres için, hiç müracaat etmeyen Türk seçmenler, listede .
Fakat , popüler olan Kıbrıslı Türk’lerin isimleri listede yok .
Listede olanlar , herhangi bir ikametgah adresi de belirtmemişler .
Balık avına çıkıldığı gibi “ rastgele .”
Güneydeki seçimde , Kıbrıslı Türk’ler için yapılan muamele ve muamelelerin
ardından , başımızı ellerimizin arasına alıp , uzun edimli düşünmeliyiz .
Tüm sorunların çözümünü , güneydekilerin iyi niyetine bağlayan marjinal da olsa , bu çevreler. Ciddi şekilde kendi kendileri ile muhakeme etmelidirler .
Tabi güneyin bu davranışı, bu çevrelerde hayal kırıklığı yaratmıştır .
Önemli olan gerçeklerin ortaya çıkmasıdır .
Acı da olsa gerçek, gerçektir .
Sn. Talat ve ekibini , Leymosun’da yakma girişiminde bulunan Elam’cılara , güneyin idaresi. Niye “ çelik kuvvetini “ göndermedi ?
Niye oradaki Türk’lerin güvenliğini” çelik kuvvetle “ sağlama girişiminde bulunmadı da , seçmen listelerinde ismi olmayan Kıbrıslı Türk’lerin tepkileri sonucu “ çelik kuvvetine “ baş vurdu ?
Sözde İç İşleri Bakanının , bir bayan Türk adaya, hakaret edişi ise bambaşka bir olay .
Adamların mentalitesi hep ayni, değişmedi .
Değişmeyecek .
“Biz, 400 yıllık misafir .
Misafirliğimiz bitti .
Geldiğimiz yere, geri dönmenin zamanı .”
Bizi bu adanın ortak sahibi olarak görmek istemiyorlar .
Bunu hep dile getiriyorlar .
Ellerine fırsat geçtiğinde de uyguluyorlar .
Başpiskoposluk binasında , Din İşleri Başkanımızın maruz kaldığı uygulama.
Muamele .
Kendimize gelme zamanı geldi ve geçti .
Milli birlik ve bütünlüğümüzü koruyarak , ancak bu adada varlığımızı koruyabiliriz .
Başkalarına değil , kendimize güvenmeliyiz .
Dünyada , başkaları tarafından adam yapılmış veya edilmiş birini , toplumu ve halkı tarih sayfaları yazmış mıdır .
Yazmamıştır .
Öyle ise , geçen Pazar AB seçimlerindeki güneyin davranışları bir daha göstermiştir ki , güneye güvenmek için ortamın, hazır olmamış olmasıdır .
Yapılması gereken , iki halk arasındaki güven ortamını arttıracak , güven bunalımını ortadan kaldıracak çarelerin, düşünülmesidir .
Yoksa Maraşın Salt , güven yaratıcı önlem olarak verilmesi , güven yaratıcı bir fonksiyon olarak işlev görmeyecektir .
Aslında , güneydeki AB seçimlerinden, bir nevi güven yaratıcı eylem olarak yararlanılabilirdi .
Fakat güney bunu da elinin tersi ile itmiş , bildik davranışlarını ve felsefesini devam ettirme kararlılığını göstermiştir .
Bu olay , güneyin bize azınlık hakkı bir yana, hiçbir hakkı vermeme eğilimini de göstermemiş midir ?
Zaten , bize göre güneydeki seçim , siyasi eşitliğe dayanmayan bir seçim .
Belki de bu seçime aday ve seçmen olarak katılan Kıbrıslı Türk’ler , bir şeyleri kanıtlamak için bu hareketin içerisine girmiş de olabilirler .
Sonuç ve gerçek ortada .
Bu aşamadan sonra , bu arkadaşlar , AİHM konuyu götürecekler .
Bu safhayı da izleyelim .
Gelişmeleri görelim .
AİHM de gidilse , sonucun değişeceğini hiç sanmıyorum.
Adamlar “ minareyi çalmadan kılıfını hazırlamışlar .”
Bana göre önemli olan :
Mentaliteleridir .
Bize bakış açılarıdır .
Adamlar bizi , azınlık olarak görüyor .
Bu hastalıkları, daha geçmemiş .
Biden’in gelişi ile ilgili olarak bunları görmedik mi ?
Bizdeki politikacılara güven yitirip , çareyi ve kurtuluşu güneyde görenlere de bu büyük bir ders olsun .
Bari kendi tarafımızda , beğenmediklerimizi değiştirmek için sandığa gitme
hakkımız .
Egemenlik hakkımız var .
Adamlar , oyu tek listede bile kullandırmadılar .
Elimizin altındaki olanakları bilinçli bir şekilde kullanırsak , Kuzeyde de istediğimiz düzeni kurarız .
Yeter ki haklarımıza sahip çıkalım .
Onları kullanmasını bilelim .
Kullandırmayanlardan hesap soralım .
Beğenmediklerimizi al aşağı edelim .
Hukukun üstünlüğünü gözümüz gibi koruyalım .
Temel hak ve özgürlüklerin sulandırılması veya ortadan kaldırılması veya uygulanmaması karşısında , bunları yapmağa kalkışanlar kim olursa olsun , bunlar karşısında sel olalım .
Set olalım …