Gündem

"Mağusalı Sohbetler”in bu haftaki konuğu CTP Milletvekili Sıla Usar İncirli oldu

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Mağusa İlçesi tarafından düzenlenen "Mağusalı Sohbetler”e bu hafta CTP Lefkoşa Milletvekili Sıla Usar İncirli konuk oldu. Sohbet toplantısında sosyal sigortalı hastaların ilaca erişim sorunlarının nasıl çözüleceği konuşuldu.

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Mağusa İlçesi tarafından düzenlenen "Mağusalı Sohbetler”e bu hafta CTP Lefkoşa Milletvekili Sıla Usar İncirli konuk oldu. Sohbet toplantısında sosyal sigortalı hastaların ilaca erişim sorunlarının nasıl çözüleceği konuşuldu.
CTP’den verilen bilgiye göre, CTP Mağusa İlçesi Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Cemal Mert'in moderatörlüğünde gerçekleştirilen toplantının açılışında, Dr. Cemal Mert, halkın ilaca erişimi, eczacılar, doktorlar ve halkın yaşadığı mağduriyetlere değindi.
Sıla Usar İncirli de konuşmasında, sorun yaşanan sosyal sigortalıların ilaca erişimi konusunda, gerek Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, gerekse hükümetin yaptıklarını eleştirerek, bundan sonraki süreçte yapılması gerekenleri irdeledi.
Toplantıya eczacı, hekim ve yurttaşın yanı sıra bazı CTP milletvekilleri ile Mağusa İlçe Başkanı Oktay Kayalp katıldı.
Sıla Usar İncirli, Dünya Sağlık Örgütü'nün sağlığı tanımlarken sosyal açıdan da tam bir iyilik halini ortaya koyduğunu, bu nedenle ekonomik krizler ve sosyal krizlerin sağlığı en fazla etkileyen meselelerin başında geldiğini ifade etti. Usar, KKTC Anayasası'nın 45'inci maddesine değinerek, devletin herkesin beden ve ruh sağlığı içinde yaşayabilmesini ve tıbbi bakım görmesini sağlamakla görevli olduğunu belirtti.
İncirli, Başbakan Ünal Üstel'in göreve getirdiği üç sağlık bakanının da "İlaç sıkıntısı yaşanmayacak" yönünde açıklamaları olduğunu, ancak bu açıklamaların hiçbirinin hayat bulmadığını dile getirerek, dünyanın bazı ülkelerinde ve ülkede finansal nedenlerle insanların sağlık hakkının ihmal edildiğini savundu.
İncirli şöyle devam etti:
"Yasalar bunu yazıyor ama pratikte böyle bir şey yoktur. Bunu her gün hepimiz yaşıyoruz. Sağlık hakkı yasalarla korunsa bile sudan sebeplerle sağlığa kaynak aktarmaya sıra gelmiyor. Finansal nedenler ileri sürülerek insanların sağlık hakları ihlal ediliyor. Ülkemizde de yaşanan tam da budur.”

-Reçete konusu
Sıla Usar İncirli, reçete olayına da değinerek, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
"Çıkartılan bu rezaletten dolayı insanların zamanlarının çoğunu doktorların peşinde koşarak, eczacıların kapılarına giderek ilaçlarını almaya çalışarak geçiyor. Bu yapılan hastaların zamanlarına yönelik çok büyük bir saygısızlıktır. Ülkemizde çok açık bir şekilde hasta hakkı ihlali olduğunu bir kez daha bu olayda gördük."
İncirli, sigortalı ilaç alımında kullanılan otomasyon sisteminin çok iyi olduğunu, istenilmesi halinde çok fazla reçete yazan ve yapan eczacı ile hekimlerin kolaylıkla tespit edilebileceğini belirterek, hükümetin gerekli denetimleri yapmadığını ileri sürdü.
Hükümetin gerekli denetimi yapmayarak, sözleşme gereklerini de uygulamadığını görüşünü dile getiren İncirli, hükümeti eleştirdi.

-"13 Eylül kara bir gündür"
İncirli, 100 binin üzerinde sigortalıya yetersiz sayıda doktorun sigorta reçetesi yazabildiğini, bu nedenle sıkışıklık oluştuğunu belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu sıkışıklığın çözülmesi gerekiyordu. Sağlık Bakanlığı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bir araya gelip sigorta reçetesi yazabilen doktor sayısını artırmalıydı. Bu konuyla hiç ilgilenmediler. Pandemi döneminde herkes evinde kapalıyken bu doktor ve eczacılar kamu görevi yaptılar. Kendilerini ve ailelerinin hayatlarını riske attılar ve canlarımızı kurtardılar. Ama hükümet maalesef bunu çok çabuk unuttu. 13 Eylül kara bir gündür. Bence eczacılar bugünü asla unutmayacaklar. Her yıl bu konu ile ilgili konuşmalar yapılması gerekir. Büyük bir kayıp yaşandı. Sigortalı insanların hakları ellerinden alındı, eczacı ve hekimlerin itibarlarına suikast yapıldı. Bu bir darbedir. Her yıl bu günü hatırlayıp, böyle bir şeyin yaşanmaması için mücadele etmeliyiz. Ölüm değil ama ölüm gibi birşey oldu. İnsanlar tutuklandı, bileklerine kelepçe takıldı. Hepimizi üzen olaylar yaşandı. Yaşanmaya da devam ediyor.”
İncirli, ilerleyen süreçte mahkemelerde de ciddi sorunlar yaşanacağını, zor bir süreç olacağını ve mahkemelerin de kilitleneceğini görüşünü dile getirdi.

-"100 bin sigortalı ilaçlarına yeniden ulaşmak istiyor"
İncirli, sonraki süreçlere de değinerek şöyle konuştu:
"Bundan sonra sigorta sistemine entegre eczacı sayısının artırılması ve mutlaka bilirkişi olarak doktorun da olması gerekir ki deneyimler daha fazla olsun. Bunların sağlanması için baskı yapmamız lazım. Bu durumdan kurtulmak için bence en önemlisi güveni tekrar tesis etmektir. Şu anda eczacılar ve hekimler Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na  güvenmedikleri için bu sisteme tekrardan girmek istemiyorlar. Çünkü çok ağır bedeller ödediler. Tekrar aynı şeyler başlarına gelmesini istemiyorlar. Bu konuda çok haklıdırlar. Ama diğer taraftan bu sistemin tekrar açılması ve ilaçlarına ulaşabilmek isteyen 100 binin üzerinde sigortalı insan vardır. Hükümetin bu hali sigortalı insanlarla, eczacı ve hekimleri karşı karşıya getirecek. CTP, paydaşları bir araya toplayıp, baskı yapıp güveni tekrardan tesis etmek için gerekli mücadeleyi verecektir.”