Toprağın bir sesi var
ah der siz bahçelerin bostanların parsel parsel asfalt beton olmasına izin verdikçe.
Yok ki sizde o kulak o yürek ah dediğini toprağın duyacak sizin kulağınız yüreğiniz paranın rantın sesini duyacak şekilde konumladınız kendinizi.
Suyun bir sesi var ah der
siz dere yataklarını imara açarak inşaat izni verdikçe, bir oy bir miktar nakit karşılığında
Sizde o yürek o kulak yok ki duyasınız suyun devri daim ah dediğini aktıkça ve siz keselerinizi doldurdukça
Ormanların bir sesi var
ah der siz orman alanlarını iskana açtıkça ve umursamazlığınız yüzünden hektarlarca dönümlerce yandıkça
Yok ki sizde ormanlar yandıkça yanacak yürek ve ah ettikçe yeşil örtü duyacak kulak. Sizin kulaklarınız çıkarınıza ayarlı çıkarınızdan başka bütün seslere sağırsınız.
Dağların bir sesi var ah der
üç otuz para ya da milyon lira karşılığı yontuldukça tepe tepe kaya kaya taş taş
Duymazsınız dağlarımızın ah ettiğini tükendikçe.
Sizin kulaklarınız ve yüreğiniz sağır.
Siz nesiniz.
Burası bizim memleketimiz