Kıbrıs’ın siyaset tarihine damgasını vuran Mustafa Hacıahmetoğlu, maalesef evvelki gün 86 yaşında hayata veda etti. Tamı tamına 33 yıl kesintisiz milletvekilliği görevi yapan Mustafa Hacıahmet, içimiZde derin bir acı bırakarak bu dünyadan göçtü gitti.
Bir gün evlatlarından biri beni arayarak onun hayatını kitaplaştırmamı rİca etmişti. Sağlık sorunlarım nedeniyle bu görevi üstlenmekte biraz tereddüt etmiş ama onları kıramayarak onun hayatını kitaplaştırmanın hayli heyecanlı ve renkli olacağını düşünmüştüm.
Biyografik eser yazmak gerçek zordur. Çok uzun araştırmalar ister. Sadece araştırmalar değil, doğruları ve bulguları da doğru yazmak zorundasınız. Hatta kişinin özel hayatına, toplumsal ve siyasal hayatına da inmek zorundasınız diyebilirim.
Kitabın iskeletini çıkardığımda, ilk işim onunla bir mülakat yapmak olmuştu. Lakin önce onun sağlık durumunu evlatlarına sorduğumda, “Hiç de sağlığı iyi değil” demişler ve ben de, “İnşallah onun hayatını kitaplaştırmada geç kalınmadı” demiştim.
O “geç kalma” sözcüklerinin arkasındaki düşünce, onun hayatını biçimlendirecek belgesel kitabının yayınlanması ve o kitabı onun avuçlarına vermekti.
Onunla mülakat için Fota’daki evine gittiğimde şoke olmuştum. Benim bildiğim, bir fırtına gibi devlet dairelerinde vatandaşın işini yapmak için ordan oraya esen Mustafa Hacıahmetoğlu’nu bulacağımı sanmıştım.
Evine vardığımda ilk kez yıllar sonra onunla karşılaştığımda “Bu adam, benim, yıllarca toplum dertlerine çözüm bulan Hacı olamaz” demiştim.
Benim yerimde kim olsaydı aynı hayal kırıklığına uğrardı. Avurtları içine çökmüş, ağzı açık kalmış ve derin derin nefes alıp veren yorgun adam yine çınar gibiydi ama artık sonbaharını çoktan bitirmiş ve kışa girmişti.
İşte o sözünü ettiğim “geç kalma” ifadesi kafamda şimşek gibi çakmıştı.
Tabii ki onun hayatını kaleme alıp bir kitaba hayat vererek onu tarihe mal etmekti önemli olan. Ben de onu yapıyordum. Kitap artık biçimlenmiş ve son rotüşleri yapıyordum ki, onun ölüm haberini alınca çok üzülmüştüm.
Koskoca Mustafa Hacıahmetoğlu’nu bir kitaba sığdırabilir misiniz?
Bence onun o karizmatik ve renkli hayatını bir kitaba sığdırmak hayli zordur. Belki birkaç cilde bölecek olursak onun hayatını, birinci bölümünü onun gençlik yıllarına, çiftçi ve hayvancı bir babanın evladı olarak çiftçiliğini ve hayvancılığını yazarsınız. İkinci cildiine de herhalde onun teşkilatçılığını ve mücahitliğini yazarsınız diye düşünüyorum.
Üçüncü cilt mi?
Üçüncü ciltte, sanırım onun 33 yıllık siyaset hayatının renkli görüntülerini kaleme alırsınız.
Gerçekten onun çok renkli kişiliği ile gelişen siyaset hayatı inişlerle ve çıkışlarla doludur.
Esasında “HALK ADAMI MUSTAFA HACIAHMETOĞLU” ismini verdiğim kitabımın içerisine o kadar olayları yerleştirmişim ki, bunca malzemeyi nereden bulduğuma ben de şaştım.
Onun hayatında yer eden, içtikleri su ayrı gitmeyen nice insan vardır. Onlardan işitmiş olduğum anekdotlar hayli ilginç ve heyecan vericidir.
Özellikle TMT yıllarında evini silah deposu haline getirmesi, çok sevdiği dostu İlter Kırmızı ile bütün bölgelere silah sevkiyatı yapması bambaşka bir olaydı.
Mesela Aralık 1961 tarihinde Türkiye- Kırıkkale Silah Fabrikası’na teşkilat için silah ayarlamaya gitmiş ama uçağı Ankara’da düşmüştü. Hani “öldürmeyen Allah öldürmez” derler ya... İşte Allah’ın ona bahşettiği hayat, kurtulmuş ve ta 2017’nin Eylül’üne kadar devam atmiş...
Özellikle o uçak faciası ile ilgili duygu ve düşünceleri beni hayli etkilemiştir. Onun o uçak enkazının içinde nasıl çıktığını ve yanık bir halde hastaneye sevkedildiğini uzun uzun anlatmışımdır.
Siyasal hayatında hayli inişler çıkışlar vardı Mustafa Hacıahmetoğlu’nun. Her seçimde Girne Bölgesi’nden birinci sıradan seçime katılır ve yine birinci sıradan seçilirdi. Bu netice de onun bölgede ne kadar sevildiğini ve ne kadar siyasi yatırım yaptığını, bunun yanında seçmenine ne kadar sahip çıktığını gösterir.
Tabii ki ölümüyle ilgili basında pek çok şey yazıldı çizildi. Hala da yazılacak diye düşünüyorum... Onlardan bir buket derleyip, onu sevenler onun için neler yazmışlar, neler dile getirmişler, kitaba yerleştirmeyi hedefliyorum. Ve daha da bazı malzemeler...
O kitabın içerisinde dikkatimi çeken en önemli şey, onun insanlığı ve yardımseverliğiydi. Yüreğindeki sevginin, memleketin en hücra yerine kadar taştığıydı.
Rahmetlik o kadar insanlık doluydu kıi, nerdeyse “Böyle milletvekili ne geldi, ne de gelecek” diyesim gelir.
Allah’tan ona gani gani rahmet diler, yaslı ailesine en derin taziyelerimi sunarım...