Evet, sonuçları açıklıyorum. Orta - uzun vadede bizden bir yol olmaz. Nasıl mı? Şöyle anlatayım da biraz moralleri bozalım. Zaten uzun yıllardır “moral” kavramı” Türkiye’de sadece bozulmak için olan bir şey. Bazen çok sıradışı durumlarda kadın voleybol takımını başarısı ülkece bizi bir sevindiriyor gibi olsa da bu tarz başarıların yaşam kalitemizde pek de bir artısı olmadığı aşikâr. Toplumsal olarak ise apayrı bir anaforun içindeyiz. Girdap bizi her gün daha da derine, daha da dibe doğru çekerken, hayat denen günler silsilesinin çilesini doldurup yaşamadan “yaşayıp” gidiyoruz mutlak sonumuza doğru. Peki bu yolda başımıza neler geliyor? Hep dert, hep acı, hep gözyaşı, hep adaletsizlik, hep bilimsizlik… Şimdi bu saatten sonra birden bir dünya gücü mü olacağız? Ola ki olduk, bunun bize ne faydası olacak? Tamam, savunma sanayinde gerçekten de dünyadaki parmakla gösterilen ülkelerden biriyiz fakat bu durum soyadınız eğer birkaç soyadından değilse, o kanı mavi elitlerden, Meybahlarda, limitsiz konvoylarda gezenlerden değilseniz ya da çocuklarınız çakarlı lüks arabalarla yolda emniyet şeridinden gazlamıyorsa bir anlamı yok. Hep yarını düşünmekten bugünün farkında olamadan, uyanıp, çalışıp, karnımızı doyurmaya çalışıp, aç kalmadan bir sonraki güne canlı olarak kalmaya çalışıyoruz memleketçe.
Basit bir test. Hemen evinizden çıkın ve sokağınıza bakın. Neler görüyorsunuz? Birbirinden farklı malzemelerden yapılmış kaldırımlar, bir tarafı sökülmüş asfalt, çöpten bir şeyler toplayıp karnını doyurmaya çalışan insanlar, kaldırımdan giden motorsikletler, uyulmayan kurallar ve daha neler neler…
Bu kafayla gidersek olabileceğimiz ve gelebileceğimiz en üst seviye, kaba, anlayışsız, kendisinden başka kimseyi dinlemeyen, başkalarından ve ötekilerden nefret eden, fakir ama nedense boş bir gurura sahip, bomboş bir kalabalık. Toplumlar nasıl yönetiliyorsa o yöne evriliyor. Şu anda da maruz kaldığımız yönetme tekniği ise çok değişik bir şey. Başımızdakiler, baş tacımız, sürekli bir halüsinasyon içinde. Olmayan şeyleri oldu diye görüyor, olmayanların da olmasına gerek yok diye bakıyor. Sanki sürekli “Bakın şimdi bi şey deneyeceğim” diyen, bilimden, ilimden habersiz, bilgisizliğin huzur verici ve bilinmez kararlılığı içinde bizleri bir yerlere götürüyor… Kılavuzumuz keşke karga olsa, en azından binlerce yıllık evrimlerinin getirdiği bir alt bilinç var kargalarda. Bizde ise karga kadar bile ortak bir akıl yok mu
Öfke, ayrışma ve nefretle yoğurulan toplumsal mayamız, kısa sürede iyi bir kıvam tuttu. Artık kendi küçük dünyalarımız dışında bir hayatı hayal bile edemiyoruz. İnternet sansürü sayesinde çoook eskiden girebildiğimiz bazı siteleri sansür sayesinde unutmak gibi. Bazı nesiller bazı harfleri hiç göremeden yetişiyor, kendi karanlığımızın içinde kendimize gölge ederek, öfkemizi ve sitemimizi ve olmayan isyanımızı artık bireysel şiddetle ifade eden dev bir ergenler sürüsü gibi takılıyoruz.
Şubat ayındaki korkunç depremden hemen birkaç ay sonra sayısını bile tam bilmediğimiz can kayıplarını aniden unuttuk gitti bile. Ölenler öldükleriyle kaldı, geri kalanlar ise cezasız hayatlarına devam etti. Not alalım… Türkiye hala deprem ülkesi. Daha İstanbul depremi var, daha İstanbul depremi sonrası hayatta kalsak bile şehirden çıkamayacak oluşumuz, kullanmamız gereken ama pistleri ısrarla kırılmış havalimanlarımız var. Sanki yarınlar yokmuşcasına delicesine partileyen bir ülke gibiyiz. Partiliyoruz ama particiler dışında kimsede para yok, keyif yok, umut yok. Ama zaten gerek de yok, çünkü adalet yok, mantık yok, akıl yok. Parasız gariban da eğlenebilen seçkin azınlıkla “aynı görüşe” sahip olduğu için ancak seviniyor. Tam anlamıyla dev bir züğürt tesellisi bizimki. Akıl yok dedim ama tabii alemin bir akıllısı biziz Çünkü neden olmasın? Yaptık oldu mu, oldu?. Ekonominin geldiği nokta, sefilleşmemiz ve sürdürülebilir fakirliğin bizi getirdiği nokta bu. İlerisini görmek için pek bir şey gerekmiyor. Çünkü ileriyi görmek de istemiyoruz. Kendi anaforumuzda, her gün aynı temel problemlerle, insanca yaşamayı unutmuş, derdini anlatmaya korkan, kendisinden farklı her şeyi öcü olarak gören harika bir topluma evrildik. Gerisini siz düşünün.