Baharın yaşandığı günlerde, Doğdüğum Kasabanın ilk Okulunda, Hem derslerin bir kaçını kaytarmak, Hem de baharın güzelliklerini tatmak için, Öğretmen sınıfa geldiği zaman, adet edinmiştik hep bir ağızdan , Ovaya,ovaya ,ovaya diye haykırmaya...
Olmaz olmaz diyen öğretmenimize, yalvaricasina tekrarlardık isteğimizi...
Ve bazen başarırdik hocamızı iknaya... Yalvarışlarmız ulaşırdı amacımıza... Bazen ertelerdi isteğimizi öğretmenimiz bir başka güne...
Bazan da dayanamayarak yalvarışarımiza daha çok dayanamayarak, Takardi peşine bizi ve sıraya koyarak götürürdü okula en yakın ovaya Fakat bazan da, Erteleyip isteğimizi gün ayarlayarak uzulür fakat teselli olurduk Hatta dusundukçe daha da mutlu olurduk, hazırlıklı olacağımız için.
Ve saptanan günün öncesinde anneleriimiz envai yiyecekler hazırlardi birlikte ovada yemek için arkadaşlarımızla..
Ve büyük bir ziyafet çekerdik götürdüğümüz yiyecekleri paylaşarak aramızda..... Belki de yaşamımızın en güzel ziyafetleriydi bu kabil birliktelikler...
Bir yandan dolmalar,köfteler, Ve daha nice severek tattığımız türlü yiyecekler. Hala anımsadıkça o günlerin tadını yaşamaktayım ayni heyecanı unutulur mu hiç böyle anılar...
Hele birlikte oyun oynarken karşılaştığım,
Sapsarı papatyaları hiç unutamam... Ben sarı papatyaları o zamanlar sevdim O zamanlar aşık oldum sarılara.
Ve şimdi sarı çiçeklerle karşılaştığım zaman Nabzım yükselir,dayanamam o günlerin güzelim anılarına..