Kaf kaf kaf / sin sin sin kafsin kafsin kaf.
Ya da cim cim cim / dal dal dal cimdal cimdal dal
Ne anladık bunlardan, ya da Cumhur bunları niye yazdı. Yukarıda okuduklarınız takım holiganlarının tezahüratları / sloganlarıdır ki hiçbir anlamı olmadığı halde takım fanatiklerini mest eder ve dahi şehvetle vahşileştirir.
Yukardaki tezahüratları / sloganları bir daha okuyun ve siyasilerin demeçlerini aklınızdan geçirin. Birbirlerine ne kadar da benziyor değil mi.
Kaf kaf kaf / sin sin sin demekle, üç dört yılda denizi aşırtarak Anamur’dan Geçitköy’e ulaştırılan suyun sekiz on yıl geçmiş olmasına karşın halâ daha Güzelyurt’a Mesarya’ya ulaştırılamamış olmasına rağmen iktidar mensuplarının ‘‘ önümüzdeki yıllarda suyu Güzelyurt’a Mesarya’ya ulaştıracağız ’’ diye nutuklar atması, demeçler vermesi eş değerde lafu güzaf değil midir.
Mesele sadece iktidar ya da siyasetle de kısıtlı değidir.
Seçilenler kadar seçenlerin de cim cim cim dal dal dal demekten başka ne yapıyor olduklarını, hiçbir şey yapmıyorlar, düşünme zahmetine katlanmıyorlar ve hatta zaten düşünme yetileri de memur zihniyeti ile köreldiği bir hakikat değil mi.
Mermi Uygur adı kaç orta okul ve lisemizde öğretmenler tarafından zikredildi acaba geçtiğimiz on yıl içerisine, Ahmet Arslan diye bir felsefecinin varlığından kaç öğretmen ve öğrencinin haberi var.
Mermi Uygur / Ahmet Arslan da kim, bize ne onlardan diyebilirsiniz. Süleyman Demirel de planlı ekonomi diye çırpınan Sedat Özkol’a cevaben ‘‘ bize / Türkiye’ye plan değil pilav lazım ’’ diye diye yıllarca başbakanlığa, cumhurbaşkanlığına seçilerek Türkiye’yi yönetmiş ve Türkiye’nin bu hallere sürüklenmesinde çok önemli katkılar yapmıştır.
Cehalet her yıl artan bir yoğunlukla dört yanımızı sarmakla kalmayıp örgütlenmiştir de ne yazık ki.
Ve örgütlenmiş bir cehalet ortamı halklar ülkeler için tam bir karabasandır.
O günleri yaşıyoruz işte örgütlü cehalet dünyanın her yanında hükmeder hale gelmiştir.
Alın Donald trumpu vurun elon maska.
Cehennemin dünya hali ve bizde de kötü karikatürü