Cevizin yaprağı ne arasında
Sabah iniyordu karanlığın üstüne
Açıl, yık yürü geç dökülen betonu çeliği demiri kanunu nizam intizamı.
Doğur çocuklarını ateşin ve yak. Kanatların da yansın yanacaksa taşıdığın yangınla gizlinde.
Dünümü gecemi günümü yarınımı
Yazısını alnımın.
Yak
Sonra yıka çocuk sesleriyle yürümemiş daha. Ay, ay doğsun üstüne, üstüne karanlığın.
Dök,
akar durmaz suların yüzü suyu hürmetine, dök atmacanın sesini bir de kemanın gecede
Ve söyle ve dinle
Ve oku ve sesle
Su tanığımdır
akıp giden kendi denizine
çağımın sanığı ben
kendi ölümüme
iki kere doğar insan
aşık olunca sonsuz olan
lâle söyle zambak söyle gül
ve dur
dokuz düşün sonra konuşma
öp
öp
suyu çekirdeği uçmayı
meleği ayı
gölgeyi ışığı
ebem kuşağını
ince boyunludur
yine de toprağı kendi yırtar lâle
su istemez kimseden, alır.
alır ve açar
çocukların yakasına
nazlanmaz verir kendini
güne geceye
kuşluk ve ikindiye
yarin ağzına
bengisu
dökülür göğsünden
şelale
can kayıpsız
zelzele
sesle derim bu şiiri aydan aydın sesinle, söylerim ve yürür giderim. Çocuklar seslesin oyun sesleriyle, çıt desin tomurcuk açsın.
Sırrıdır çiçek ağacın, bulutun yağmur. dalga köpük bir de tuz denizin.
Uçması kuşun
Kimdir çocuk
Çocuklar kimin
Ben gittim
Durma es
Es ağaç gölgeni
Çocuklar geldi