Sürdürdükleri Tek Şey Lafazanlık

Arastada helvacı tahın helvası yapar taze taze satardı, tahın da satardı.
Niye yok şimdi.
Sayın siyasetçiler sürdürülebilir lafını dillerine pelesenk ettikleri için yok.
Hiçbir şeyi, evet hiçbir şeyi sürdüremedik ve fakat sürdürülebilir lafı dilimizden düşmez.
Sürdürebildiğimiz tek bir şey var mı.
Lefkoşa sur içinde yüzlerce yıl yaşadık sonra sebepsiz, sebepsiz demiyeyim çünkü görgüsüzlük gibi bir sebebimiz vardı, işte o sebeple terk ettik.
Ve bir daha da kimse kimse ile komşu olmadı.
Komşuluğu da sürdüremedik.
Çocuk bahçesini sürdürebildik mi.
Evet çocuk bahçesi orda duruyor, atıl ve terk edilmiş vaziyette duruyor.
Ne YAK sürdürebildi YAK’lığını ne de GG sürdürebildi oyna GG’yi.
Kaç kişi hatırlar Mesut Arap ile Aytaç’ı, en hasta futbol severler GG nin balerin zerafetinde top oynayan Midhat’ı nı hatırlamaz. Kör Şefik için anma günü düzenleyen var mı.
Hasan Şefik Altay, Ozan Zeki Fikret, Ahmet Köroğlu, Gökmen Hoca ve Eribe Nabi Hocanım, Özten Hocanım anılıyor mu.
Lefkoşa Türk Kız Lisesi kızlarının dünyanın en iyi mankenlerini hasetten çatlatacak tören yürüyüşleri hani nerde.
Boru trampet takınının asası elinde Sonal Andız’ının bir fotoğrafı var mı mücahitler derneği ile milli mücadele müzesinde.
LTL’nin aklına bile gelmiyor en değerli mezunlarından biri hatta belki de birincisi olan Süleyman Uluçamgil’in bir büstünü yapmak okula.
Ya Fota / Dağyolu Muhtarlığına ne demeli, Fota doğumlu Süleyman’ın büstü için.
Şehitler anıtından GG kulübüne kadar sur dışından uzanan yol yaz gecelerinde Lefkoşalıların bir aşağı bir yukarı dolandığı ve de pek çok aşklara başlangıç olduğu nası da unutuldu.
Ne mücahitler Parkını sürdürmeyi başardık ne de Kuğulu parkı.
Mücahitliğin saygınlığını sürdürememiş olmamız, direnme ruhumuzu köreltti.
Ve hatta biz hepimiz geçmişimizi sürdüremedik de tosladık paraya yoldan çıktık satıp savmaya ve sıçıp suvamaya başladık.
Utanıyorum geçmişimizi hatırladıkça günümüzden