Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili ve Girne İlçe Başkanı Ongun Talat, Polis Genel Müdürlüğü'nün sahte reçete soruşturmasındaki zanlılara kelepçe takılması ve duvar önüne dizilmesi gibi uygulamalarını eleştirerek, "Polis Genel Müdürlüğü bu uygulamaları yıllardır yapıyor. Biz hukukçular olarak polisin birçok alanda gerçekleştirdiği hak ihlâllerini yıllardır eleştiriyoruz" dedi.

BRT Haber'de "Güne Yansıyanlar" programına katılarak soruları yanıtlayan CTP milletvekili Talat, Ceza Usul mevzuatının mutlaka güncellenmesi gerektiğini belirterek, kendilerinin hukukçu milletvekilleri olarak buna öncülük edeceklerini, bu sürecin elbette Yargı, Başsavcılık, Barolar Birliği, PGM gibi paydaşlarla birlikte yürüteceklerini ifade etti.

Polis Genel Müdürlüğü’nün birçok alanda hak ihlalleri gerçekleştirdiğini öne süren Talat, “Barolar Birliği yıllardır PGM ile birçok uygulamanın düzeltilmesi için diyalog kurmaya çalışıyor. Örneğin avukat huzurunda gönüllü ifade alınması hakkını polis sürekli gasp ediyor. Geçmişte sırf müvekkilleriyle görüşme konusunda ısrarcı oldukları için avukat meslektaşlarımız polis tarafından darp dâhi edildiler" dedi. Talat, Ceza Usul mevzuatında insan hakları nosyonunun güçlendirilmesi gerektiğini, kendilerinin böyle bir reforma önderlik etmeye hazır olduklarını belirtti; bunun yanında Polis Genel Müdürlüğü'nün de artık çağdaşlaşmak zorunda olduğunu savundu.

“Normal bir memlekette yaşamadıklarını ve polisin sivil otoriteye bağlı olmadığının bilincinde olduğunu” söyleyen Talat, “Ama bu koşullar altında bile polisin toplum yapısına uygun davranması gerekiyor. Burada insanlara Türkiye'deki gibi davranamazsınız. Burada akrep, TOMA gibi araçlar sökmez. Polis Genel Müdürlüğü'nün uygulamaları birçok kez mahkeme kararlarında hukuka aykırı bulundu. KTHY önündeki polis müdahalesi nedeniyle hem hukuk mahkemesi tazminata hükmetti, hem de ceza yargılamasında yargılanan, hem dövüp üstüne bir de yargıladıkları insanlar beraat ettiler. 'Hukuka aykırıdır müdahalen' denildi polise mahkeme tarafından” şeklinde konuştu.

Sahte reçete soruşturmasının son derece hassas bir süreç olduğuna vurgu yapan Talat, “Maalesef PGM bu hassasiyete uygun davranmıyor. Zanlıların mahkemeye kelepçeyle getirilmesi, duvar önüne dizilmesi gibi uygulamalar en başta masumiyet karinesinin ihlali. Diğer yandan medya ve sosyal medyanın bundaki katkısı büyük. Basında bazı zanlılara ayrıcalık tanındığıyla ilgili, yine polisin uygulamalarından kaynaklanan asılsız iddialar, yargıyı etki altına alma anlamına gelebilir” dedi.

Talat, bazen bir musibetin bin nasihate bedel olduğunu, toplumun şu anda böyle bir süreçten geçtiğini kaydederek, geçmişte de başka zanlı veya hükümlülere dönük hukukçuların uyarılarının yeterince dikkate alınmadığını ileri sürdü.

- “Hukuki süzgeçten geçirilmeli”

İfade özgürlüğüyle ilgili olarak Meclise sundukları değişiklik önerilerinin de tüm bu konuşulanlarla bağlantılı olduğunu dile getiren Talat, bir insana avukat huzurunda ifade aldırmamakla örneğin, Cumhurbaşkanı’na ifadelerinden dolayı cezai soruşturma açılmasının aynı hak grubunun ihlali olduğunun iyice anlaşılması gerektiğini ifade etti. 

Talat, “Orada da polisin çağdaş hukuk normlarına aykırı uygulamaları söz konusu. Tabi Barolar Birliği Başkanı Hasan Esendağlı'nın adli yıl açılışında söylediği gibi, burada Başsavcılığın da sorumluluğu var. Polisten gelen dosyaların davaya dönüşüp dönüşmeyeceğinin kararını Başsavcılık veriyor, dolayısıyla temel hak ve özgürlüklere aykırı davaların dosyalanması noktasında hukuki süzgeçten geçirmeliler” şeklinde konuştu.

Rum çiftçiler ara bölgede BM askerlerini dövdü Rum çiftçiler ara bölgede BM askerlerini dövdü

Memleketin en tarafsız olması gereken makamı olan Polis Genel Müdürü'nün oğlunun KIB-TEK'e "sınavsız münhalsiz" alınan kişiler arasında olmasını eleştiren Talat, kendisinin süreci bu açıdan da dikkatle takip edeceğinin altını çizdi.  Talat şunları kaydetti: “Bu durum, Polis Genel Müdürlüğü'nün tarafsız pozisyonu açısından tamam değil. Toplumun bunu normalleştirmemesi gerekiyor. Bazı makamlardaysanız bazı şeyleri yapamazsınız. Bunu daha önce EL-SEN Başkanı’na da söyledim. Yapan kim olursa olsun söylerim. Mesela Sn. Emrah Yeşilırmak'a da mecliste ilk yapacağım güncel konuşmada yüzüne söyleyeceğim. ‘Milletvekiliysen bunu yapamazsın arkadaş’ diyeceğim. Çünkü çürüdük, yozlaştık, böyle giderse ayakta kalamayacağız.”

Editör: Mehmet Kasimoglu