VATAN Manşet - 21 Aralık 2024 VATAN Manşet - 21 Aralık 2024

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Ayvasıl Şehitlerini andığı mesajında, “Anavatan Türkiye’nin garantörlüğü ve Türk askeri olmadan bu adada yaşayamayız” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamaya göre, Tatar, yayımladığı anma mesajında, bugünün, gözyaşı ve acılarla dolu günlerin başladığı, dünyanın gözleri önünde işlenmiş insanlık suçunun 60’ıncı yıl dönümü olduğunu kaydederek, “ENOSİS hayaliyle yaşayan Rum-Yunan ikilisinin masum insanları evlerinden ettikleri, göçe zorladıkları, kadın-kız, yaşlı-çocuk demeden rastgele katliamların gerçekleştiği günlerin yıl dönümü. Aynen bugün, dünyanın gözleri önünde Filistin’de yaşanan insanlık dramının bir benzerini yaşadığımız yıllar” dedi.
Tatar, Kıbrıs Türklerinin vatanları uğruna verdikleri onurlu mücadelenin asla unutulmayacağını belirterek, 1963’ten başlayarak 11 yıl devem eden baskı, zulüm ve katliamlarla 103 Türk köyünün terk edildiğini, 25 bin yurttaşın göç etmek zorunda bırakıldığını, bu dönemde Türklerin adanın yüzde 3’lük kesiminde kuşatma altına alındığını, açlığa ve yoksulluğa itildiğini hatırlattı.

-“Onca insanlık dışı davranışlarını ve bunlara göz yumanları kaç yıl geçerse geçsin unutmayacağız”
Rumların, Enosis’i gerçekleştirmek için Kıbrıs Cumhuriyeti anayasasında yaptıkları değişiklikle Türk halkına verilen ortaklık hakkı ile anavatan Türkiye’ye verilen garantörlük hakkını ortadan kaldırıp ardından da Kıbrıs Türklerini 24 saat içerisinde yok etmeyi öngören Akritas Planı’nı hazırladığına işaret eden Tatar, şunları kaydetti:
“Bizleri toplu mezarlara gömenleri, barikatlarda Türk halkına insanlık dışı davranışlarda bulunanları, aç kaldığımız günlerde Kızılay tarafından gönderilen yardımları dahi engellemeye çalışanları, onca insanlık dışı davranışlarını ve bunlara göz yumanları kaç yıl geçerse geçsin unutmayacağız.
Ayvasıl-Türkeli köyünü hedef alan Rum saldırılarında, köyde mahsur kalan ve esir alınan Türkler, işkenceye maruz kaldıktan sonra, elleri dikenli tellerle arkadan bağlanıp canlı canlı katliam çukuruna gömülmüşlerdi. Katliam çukuru müteakip defalar açılıp diğer bölgelerde ve Lefkoşa’nın Rum bölgesinde bulunan hastanede katledilen Türkler de buraya gömülmüştür. Bu katliam bir soykırım olup insanlığın yüz karasıdır. Bunun yanı sıra bu katliamı ve soykırımı gerçekleştiren Rum katiller bilinmesine rağmen bunların bir teki bile yargılanmamıştır.”

- “Ayvasıl-Türkeli katliamı da, Kıbrıs’ta Rum vahşetinin ve uygulanan soykırımın açık kanıtıdır”
Tatar, Atlılar, Muratağa, Sandallar, Taşkent ile diğer bölgelerde yaşanan katliamlar ile Ayvasıl-Türkeli katliamının da Kıbrıs’ta Rum vahşetinin ve Kıbrıs Türk halkına uygulanan soykırımın açık kanıtları olup Anavatan Türkiye’nin garantörlüğü ile Türk askerinden vazgeçilmeyeceğinin de ana nedeni olduğunu vurguladı.
“Çok iyi biliyoruz ki Anavatan Türkiye’nin garantörlüğü ve Türk askeri olmadan bu adada yaşayamayız” diyen Tatar, maruz kalınan tüm katliamlara ve yaşanılan tüm acılara rağmen, kin ve düşmanlık gütmediklerini ama bunların unutulmasının asla mümkün olmadığını kaydetti.
“Uğraşımız; halkımızın bir kez daha katliam ve soykırımlara uğramaması, 1974 öncesinin acı ve karanlık günlerine geri dönmemesidir” diyen Tatar, bu nedenle adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir antlaşmadan yana olduklarının altını çizdi.
Tatar, böyle bir anlaşmanın yolunun Kıbrıs Türk halkını Rum’un azınlığı yapmayı, Anavatan Türkiye’nin garantörlüğünü kaldırmayı ve Türk askerini Kıbrıs’tan uzaklaştırmayı hedefleyen federasyon hayalinden değil, halkın ve Anavatan Türkiye’nin desteklediği eşit egemen iki ayrı devletin varlığına dayalı çözümden geçtiğini söyledi, “Bu yolda da azim ve kararlılıkla yürümeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Tatar, sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Aziz şehitlerimiz, kan ve can pahasına yarattığınız ve bize emanet olarak bıraktığınız tüm kutsal değerleri ayaklar altında çiğnetmeyeceğiz. Sizi bir kez daha saygı ve minnetle anarken, aziz hatıralarınız önünde saygıyla eğiliyorum. Rahat uyuyun. Sizi unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız.”

Editör: Mehmet Kasimoglu