Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkan Yardımcısı Nevzat Özkunt, hükümetin gününü programlayamadığını iddia ederek, “5 yıllık kalkınma planını” neye göre hazırlayacağını sordu.
Özkunt, nüfusun bile bilinmediği bir ülkede böyle bir plana yönelik açıklanmaların “komediden öteye gidemeyeceğini” savundu.
TDP’den yapılan açıklamaya göre Bağımsız Web TV’de programa katılan Özkunt, ülkedeki en büyük sorunların başında ekonominin geldiğini söyleyerek, döviz kurlarının yüksek seyrine işaret etti. Özkunt, dövize olan talebin yüksek ve ödemeler dengesi açığının var olduğu bir ekonomide kurun yükselmesinin kaçınılmaz olduğunu belirtti.
Özkunt, “Türkiye’de seçimlerden sonra değişen ekonomi yönetimi, faiz politikasını değiştirerek politika faizini yüzde 8,5’ten en son yüzde 35’e kadar kademeli olarak artırdı. Akılcı ekonomi politikasının gereğiydi bu; aslında faizlerin enflasyondan düşük olmaması lazım. Bu faiz politikası değişimi ise henüz enflasyonda bir iyileşme sağlamadı” dedi.

-“Hükümet hiçbir tedbir almayarak adeta halkla dalga geçiyor”
Enflasyon yüksek seyrettiği sürece faiz ve kur artışının kaçınılmaz olduğunu söyleyen Özkunt, tek başına faiz artışının, ekonominin düzelmesi ve enflasyonun düşmesi için yeterli olmayacağını kaydetti.
Özkunt, “TL kullanmak zorunda bırakılan Kıbrıs Türk halkı da denetimsiz bir pahalılık ve sürekli bir fakirleşme içinde debeleniyor. Bu durumda döviz kurunun düşeceği konusunda bir beklentimiz olmaması gerekiyor. Öte yandan dar gelirlilerin yaşam kalitesini yakından etkileyen zorunlu gıda ve temizlik ürünlerinde fiyat kontrolü yapılması ve bu ürünlerde gümrük ve fonların kaldırılması ile hayat pahalılığının sınırlı da olsa dizginlenmesi sağlanabilecek iken, hükümet hiçbir tedbir almayarak adeta halkla dalga geçiyor.” dedi.

- "Ülkeyi kara para cenneti haline getirdiler”
Hükümetin sermaye kesimi ve kumar baronlarının etkisi ve kontrolü altında olduğunu, adeta karşılıklı bir al-ver mekanizmasının devrede olduğunu, ülkenin bir kayıt dışı ve kara para cenneti haline getirildiğini iddia eden Özkunt, Meclis’in de her şeye rağmen önemli olduğunu, buraya sermaye kesimiyle arasında mesafe olan ve göbek bağı olmayan gerçek yurtseverlerin girmesi gerektiğini, siyasi mücadele kadar sokak ve sivil mücadelenin de TDP için önemli olduğunu dile getirdi.
Özkunt, “Her alanda mücadele var. Yarın öğretmenlerle eylemde olacağız, bugün KTAMS Kalkınma Bankası’ndaki partizanlığı açıkladı, sağlık sektöründeki içler acısı durum zaten belli. Yani her alanda kokuşmuşluk var ama mücadele de var. Bu mücadele toplumsal ve sonuç alıcı hale getirilebilir mi, buna mutlaka bakılması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

-“Bankalar, çok iyi firmalar ve kişiler haricinde kredi vermeye istekli değiller”
Özkunt, 35 yıllık bankacılık deneyimi olduğunu ve izlenen faiz politikasının “sıkılaştırma ve tasarruf” anlamı taşıdığını, enflasyonun belli bir seviyeye inene kadar şirketlere “harcamalarınızı kısın, yatırımlarınızı erteleyin” mesajı içerdiğini anlatan Özkunt, birçok şirketin borcu borçla ödemek için kredi talebinde bulunduğunu ve sürekli borçlanarak vadesi gelen diğer borcu kapatmaya yönelik hareket ettiğini kaydetti.
Kalkınma planının ekonominin tüm paydaşlarının bir araya gelerek, nüfus sayımı başta olmak üzere tüm verilerin ortaya konulduğu ve sektör analizlerinin yapıldığı bir masada oluşturulması gerektiğini dile getiren Özkunt, “Bir anda ortaya çıkıp ‘plan hazırladık’ demek; boş laftan öteye değildir, inandırıcı da değildir. Bu kalkınma planı hazırlama gerekliliği ortadadır. Ancak yöntemi bu olmamalıdır.” dedi.
Özkunt, partizanca ve liyakatsiz istihdamlara karşı yasa hazırlanması gerektiğini, bu istihdamların ve hukuka aykırı yasal değişikliklerin mecbur kalınarak sürekli yargıya taşınmasının da son kale olarak görülen yargıyı fazlaca zorlamak demek olduğunu savundu.
Özkunt, “Yargının; neredeyse muhalefetin elinde kalan tek enstrüman olması, atama hükümetin de bunu bilerek hareket etmesi Yargıyı zorluyor. Yönetimin bilinçli bir tercihi ve sorumsuzluğu yanında, muhalefetin çaresizliği de buna neden olmaktadır. Muhalefetin muhalefet etme enstrümanlarının çoğaltılması, toplumsal muhalefetin harekete geçirilerek toplum ve ülke zararına yapılan icraatları durdurması için çok daha etkili ve güven verici yöntemler bulması ve iş birlikleri geliştirmesi gerekiyor” dedi.

Gülbahar: “KKTC, Kıbrıs Türk halkının, Kıbrıs adasında, egemen, özgür, güven içinde yaşama isteğinin siyasal ifadesidir” Gülbahar: “KKTC, Kıbrıs Türk halkının, Kıbrıs adasında, egemen, özgür, güven içinde yaşama isteğinin siyasal ifadesidir”

-“Kişiler; haklarında bir soruşturma dahi başlamadan suçlu ilan edildi”
Sahte reçete yolsuzluğu soruşturmasında sapla samanın birbirine karıştırıldığını, günün sonunda kurunun yanında yaşın da yanacağını iddia eden Özkunt, hükümetin adeta bir “temiz eller operasyonu” başlattığı havasını yaymaya çalıştığını, bunu başka büyük yolsuzlukları gündemden uzak tutmak için kullandığını ileri sürdü.
Özkunt, kişilerin haklarında bir soruşturma dahi başlamadan suçlu ilan edildiğini savundu.
Bazı politikacılara yönelik rüşvet iddialarında bulunulduğunu söyleyen Özkunt, "ülke kaynaklarını peşkeş çeken politikacı devrinin sona ereceğini" belirti.
Özkunt, “Yapanın yanına kâr kalmayacak. Tüm yapanlara sesleniyorum; bugün rüşvetle, kaynağı belirsiz parayla aldığınız villalar, 150 bin euroluk Mercedesler yanınıza kalmayacak, mutlaka bu devran dönecek. Böylesi bir çark hiçbir ülkede hiçbir yerde uzun sürmez” dedi.

Editör: Mehmet Kasimoglu