Malum... Zaman zaman “Birleşik Kıbrıs” sevdalıları müşterek bazı etkinlikler düzenlerler ve o etkinliğe Türk ve Rum öğrencileri de katarak, kendilerince “Mutlu bir gelecek ve beraberliğe” zemin hazırlarlar.
Buna yönelik ilginç bir haber yayınlanmıştır Rum gazetelerinde. Haberin içeriği, Kıbrıslı Türk ve Rum öğrencilerin Strazburg’a birlikte yapacakları ziyaretle ilgiliydi.
Gazetenin verdiği habere göre, bu konu Rum meclisinde tartışma yaratmış. O tartışmanın nedeni, yine Türk düşmanlığına ve dışlanmışlığına ilişkindir.
Zaman zaman nedense bu tür eylem ve planlardan kafam bulanıyor ve şu soruyu soruyorum kendime:
“AB bağlantığı bu tür karma gezileri ve etkinlikleri kimler düzenliyor, bizim eğitim bakanımız buna ne diyor, bu gezilerde bir eşitlik kriteri var mıdır, yoksa bir yama gibi Rumlara tabi, hatta Kıbrıs Cumhuriyeti ve bayrağı altında bizim Türk öğrencilerimiz böyle bir geziye katılma haysiyetsizliğini kendi vicdanlrına yedirirler mi?”
Evet kafamdaki sorular bunlardır.
Anımsadığım kadarı ile geçen yıl Rum öğrenciler Avrupa Parlamentosu’na girdikleri sırada bizim İstiklal Marşı’mız çalınmış ve Rumlar hop kalkıp hop oturmuştu. Ve şimdi de AB eliyle Türk ve Rum öğrencilerden oluşan karma bir grup Strazburg’a gidecekmiş.
Haydi şimdi buyurun pilava beyler. Bu işe onay verenler, kendi konumlarının farkına varmayanlar bu piladan yeyiversinler.
Bakınız Türk ve Rum öğrencilerin birlikte AB’ye yapacakları ziyarete ilişkin DİKO Milletvekili Pavlos Milonas, Rum Meclisi Eğitim Komitesi’ne gönderdiği dilekçesinde nasıl bir soru soruyor!
“Söz konusu program çerçevesinde Strazburg’a yapılacak ziyarete katılacak Limasol’dan bir okulun öğrenci kafilesinde, KKTC’deki okullarda okuyan bazı öğrencilerin de yer alacakları öğrenilmiştir. Bu öğrencilerin hangi kriter ve süreçlerle seçildikleri hakkında bilgi talep ediyorum.”
“Pilav” dedim de o pilavın tadı da belli olmakta olduğunu da düşünüyorum. Şekerle karışık tuz gibi bir pilav...
Öte taraftan Rum Eğitim Bakanı bir açıklama yapıyor ve şöyle diyor:
“Eğitim sistemi, halkların ve insanların karşılıklı anlayış ve işbirliğine dayanan, özgürlük, adalet ve barış gibi kavramların yerleşmesini öngören bir sistemdir. Etkinliklere katılan kişilerin, aynı etkinlikte yer alacak diğer kişierin dini, kökeni veya diğer unsurlarını temel alarak etkinliğe katılmamalarının, yukarıda belirtilen ilkelere zarar verecekleri uyarısında bulunduk.”
Verilen haberin bir başka şekli de şudur. Limasol Okul müdürünün açıklamaları da hayli ilginç ve seviyesizdir.
“Bu geziye Türk öğrencilerin katılması kendilerince bir sorun değildir. Çünkü Rum Eğitim Bakanlığı, Kıbrıslı Türk öğrencilerin Larnaka Havaalanı’ndan ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’nin’ bayrağı altında geziye katılacaklarını belirtmiştir.”
Bu durum karşısında bizim Eğitim Bakanlığımız neden suskundur? Bu çirkinliklere neden cevap vermiyor? Bunu anlamak mümkün değildir.
Hatta bizim öğrencilerimiz özgür değiller mi, kendi topraklarında? Kendi eğitim sistemi içinde öğrenim görmüyorlar mı? Bireysel ve ailevi bazda Avrupa’yı hatta bütün dünyayı gezemiyorlar mı? Kıbrıs Cumhuriyeti etiketine ihtiyaçları var mı?
Zorla güzelliğin olamayacağı gerçeğinden hareketle, Türk öğrencilerimizin Rumların “yamalama” senaryolarına nasıl alet oldukları hususuna da açıklık getirilmesi gerekir.
Barışmış, özgürlükmüş, birleşik Kıbrısmış, adaletmiş gibi saçma kavramlarla sözde yeni nesil mutlu bir geleceği kucaklayacak.
Hadi canım siz de. İşte bal gibi herşey ortada. Belli ki “birliktelik ve kardeşlik” maskaralığı altında Türk öğrencileri kendi siyasetlerine malzeme yapıyorlar.
Bana göre AB de bunun farkındadır. Türk öğrencilerin onurları zedelenmeden bu maceradan dönülmesi şarttır bana göre. Hatta Dışişleri Bakanımıza da görev düşüyor bu konuda.
Bu görüntü karşısında Kıbrıs Türkü, Rumlarla yeni bir geleceği nasıl kucaklayacak? Kaldı ki gazete o haber üzerine mecliste tartışma meydana gelmesini şu ifadelerle veriyor:
“Öğrencilerin karma gazileri, işgal bölgelerinden Kıbrıslı Türk öğrenciler” şeklinde veriliyor.
Şu barış ve birliktelik sevdasına kapılanlara seslenmek lazım. Rumlarla nasıl bir yarını paylaşacağız, bunun hesabını yaptılar mı? İşte Rumların her konuda olduğu gibi niyetleri ortada. Onlar çocuk mu aldatıyorlar? Onların niyeti AB’ye şirin görünme bahanesiyle Türk öğrencileri kendi etiketlerinde bir yerlere sokuşturmaya çalışıyorlar. Bu öğrencilerimizin aileleri de mi işin farkında değiller?
Ve son kez KKTC Milli Eğitim Bakanlığı’na soruyorum.
“Bu çirkinliklere nasıl bir cevap vereceksiniz?”