Üçüncü Hece Siyaseti

Soğanın otuz liraya satılıyor olması kimleri hiç ama hiç ilgilendirmez.
Patlıcan elli lira dediğinde etiketler kimler dönüp bakmaz.
Domates otuz liradan hıyar elli liradan satılıyor diye öfkesi kabarmayanlar kimlerdir.
Hükümet dediğimiz şeyin fiyatlarla ilgilenmesini beklemek elbette ki saçmalıktır.
Koskoca KKTC hükümetinin onca mühim çok mühim işlerinin içinde fiyatlarla ilgilenmesini beklemek olmaz.
Hükümet dediğimiz şey makam araçlarının arka koltuklarına kurulup oturmak ve delege gezmek gibi önemli işlerin hizmetkârdır.
Bu hizmetkâr kelimesi de çok hınzır bir kelime.
İlk iki hecesi üçüncü hecenin bir kelime olmasına hizmet ediyor, hiz birinci hece met ikinci hece ve kâr ise bir kelime. Anlamlı bir kelime.
Kâr ediyor aldığı her bir oy ile ve kurulup oturduğu her bir makam koltuğu ve arabası ile kâr ediyorlar ve nerdeyse tümü de bu kâr günlerini senede üç yüz altmış beş günden yıllardır sürdürerek keyif çatıyorlar.
Elbette hükümet Kıbrıs sorununu çözmek gibi, hem de iki devletli olarak hem de BM başta olmak üzere AB, Kıbrıs Cumhuriyeti, İngiltere, Rusya, hatta Yunanistan ve dahi Türkiye’ye kabul ettirerek.
Hükümet dediğin her gün dünyanın dört bir yanından air bus lar kaldırıp Ercan’a indirmek, ayda hatta kimi zaman haftada iki hava yolu şirketi kurmak varken patates bulles domates fiyatlarıyla mı ilgilenecek.
Son beş yılda beş kere beş tane beş yüz yataklı hastane kurmak varken etin sütün fiyatı ile mi ilgilenecek hükümet.

Hükümet dediğin şeyin günde beş defa namaza koşar gibi kanal kanal gezerek pahalılığın sebeplerini çatır çatır anlatmak dururken, pahalılığı önlemek gibi basit sıradan bir iş mi yapmasını bekleriz.

Hükümetten söz ediyoruz.

Hükümet dediğin bizim hükümet gibi zor ve ince işler ile ilgilenir.

Hangi insan kâr kadar incedir ki.

Hükümetler hizmetKÂR dır.